
Yılan Dağı

Evvelce Kazan başka bir yerde, Kazanka’nın öte yakasında imiş.
Eski Kazan’da bir arıcı yaşarmış. Şimdiki Kazan’in bulunduğu Yılan Dağında onun kovanları varmış.
Arıcı kovanların olduğu yere sık sık güzel kızıyla birlikte gidermiş.
Kız bu yeri çok sevmiş: “Niye şehir burada değil acaba ? diye düşünmüş.
Bir gün kız Kazanka’ya suya inmiş.
Büyük bir testiye su doldurup eve yönelmiş. Tepeye çıkmak çok zor olmuş.
Kız hem yorulmuş, hem de böyle berbat bir yere şehir kurduğu için Hana kötü sözler söylemiş.
Birileri bu sözleri işitip Hana yetiştirmişler.
Han öfkelenip kızı yanına çağırtmış.
Kızı getirmişler. Kızın güzelliğini görünce Han yumuşamış ve ceza vermek yerine soru sormaya başlamış.
– Şehir nerede olsa hoşuna giderdi. Nerede kurulması istiyorsun?
Kız:
– Yılan Dağında, diye cevap vermiş.
Han kızı çok beğenmiş, onunla evlenmiş ve onun dileğini yerine getirmek için şehrin yerini Yılan Dağına taşımaya karar vermiş.
Evlendikten bir müddet sonra Han, kendi oğlunu ve iki asilzadeyi, mirzayı yeni şehri kurmaya göndermiş.
Han oğluna bir mektup verip şehre yer seçmeden okumamasını söylemiş.
Bunlar Yılan dağına varınca, şehir için yer beğenmişler, sonra da mektubu okumuşlar.
Mektupta : “Şehir sağlam olsun diye, bu kişilerden biri kura ile seçilip diri diri yere gömülsün, diye yazılmış.
Kur’a çekilmiş. Hanın oğluna çıkmış.
Lakin mirzalar Han oğluna acıyıp, ilk temelin altına diri bir köpek gömmüşler, oğlanı da saklamışlar.
Han kuranın kendi oğluna çıktığını öğrenince, çok üzülmüş.
Ama kısa zamanda sır ortaya çıkmış ve Han tekrar sevinmiş.
İhtiyar bir din adamı hanın oğlunun sağ olduğunu, hile yapıldığını öğrenince, Han’a gelip:
Şehrin kuruluşunda hile olduğundan, yeni Kazan şehri de kâfirlerin eline geçer, demiş.
Kaynak: Kültür Bakanlığı