Bir varmış bir yokmuş. Develer tellal, pireler berbermiş. Ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallarken babam beşikten düşmüş.

Yemyeşil bir ormanda, ağaçların içinde, küçük tatlı bir kulübede Toti ve ailesi yaşarmış. Toti’nin babası ormandan odun toplar, satarmış. Annesi de ormanın en güzel kurabiyelerini yaparmış.

O kadar güzel, o kadar güzel kurabiyeler yaparmış ki ormandaki bütün hayvanlar onun kurabiyelerini çok severmiş. Toti’nin en yakın arkadaşı Baykuş Coci’ymiş. Toti’nin annesi ne zaman kurabiye yapsa kokusunu alır, pırrr diye havalanır, hemen Toti’nin kulübesinin yakınına konarmış.

Coci’yi havada gören diğer hayvanlar da kulübenin yakınındaki rengârenk çiçeklerle dolu çayıra doluşurlarmış. Toti ve arkadaşları kurabiyelerini yer, hep birlikte neşe içinde oyunlar oynarlarmış. Akşam olunca da herkes yuvasına doğru yola çıkar, orman iyice karanlık olmadan yuvalarına dönerlermiş.

Bir gün yine neşe içinde kurabiyelerini yiyip oyunlar oynarken, kendilerini oyuna öyle kaptırmışlar ki ne akşam olduğunu fark etmişler ne de onları uyarmaya çalışan Coci’nin sesini duymuşlar.

Hava kararmış, bütün arkadaşları panik içinde, “Ne yapacağız? Yolumuzu nasıl bulacağız?” diye birbirlerine sorup durmaya başlamışlar. Toti arkadaşlarına seslenmiş, Coci’nin de yardımı ile arkadaşlarını etrafında toplamayı başarmış. “Bir kitapta okumuştum, böyle durumlarda evlerimize dönmek için öncelikle telaşlanmadan bir plan yapmalıyız” demiş.

Arkadaşlarının hepsi Toti’yi dikkatlice dinlemiş ve söylediklerini uygulamaya başlamışlar. Toti’nin söylediklerini yapan arkadaşları, öncelikle etrafta koşuşturmayı bırakıp bir araya toplanmışlar. Çünkü bir arada olurlarsa daha güçlü olurlarmış. Etrafta buldukları kırık dal parçalarını ellerine almışlar. Toti ve arkadaşları her zaman oyun oynadıkları bu çayırın her tarafını çok iyi biliyorlarmış.

Karanlık da olsa yolu bulup çayıra en yakın kulübeye varabileceklerini düşünmüşler. Toti elindeki dal parçasıyla yere hemen bir şekil çizmiş. Çayırın etrafındaki büyük ağaçları, yakındaki dereyi ve en yakın kulübenin yerini işaretlemiş. Yerdeki şekle bakarak en güvenli yolu belirlemişler.

Bulundukları yerden hareket etmeden önce birbirlerini kaybetmemek için el ele tutuşmuş ve yola koyulmuşlar. Toti’nin yere çizdiği resimdeki ağaçların yanlarından sırayla geçerek ilerlemişler. Kulübenin ışıklarını görmeleriyle
hepsi derin bir oh çekmiş.

Bir süre daha hep birlikte ilerlemişler ve artık tüm kulübeler görünür olmuş. Kulübelerden, “Noni, haydi yemek hazır!” “Loli neredesin?” “Coci haydii sofrayaa” sesleri geliyormuş. Toti ve arkadaşları birbirlerine sarılıp vedalaşmışlar.

Ertesi gün yine oynamak için erkenden buluşmaya karar verip kulübelerinin yolunu tutmuşlar.

Ayşe Tuğba Çakmak

KAPTAN ZEZE

You may also like

Comments

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir