TARLA ZAMANI
Bir zamanlar bir adam ile yaşlı annesi varmış.
Mayıs ayı, öküzlerin tarlaları sürdüğü zamandı.
Annesi dedi ki: oğlum, bir öküz keselim.
Canım et çekiyor.
Oğlu demiş ki:
—Anne, tarla zamanı gelince kim tarlayı sürecek?
Annesi: Allah büyüktür, demiş.
Oğlu tamam, demiş.
Öküzü kesmişler, yemişler.
Gel zaman, gör zaman tarla vakti gelmiş.
Oğlu annesine:
—Anne yarın hazırlan, tarla sürmeye gideceğiz, demiş.
Annesi: Tamam, demiş.
Diğer gün annesini ve öküzü tarlaya götürmüş, ikisini yan yana bağlamış, tarlayı sürmeye başlamışlar.
Oradan geçen bir adam:
—Kolay gelsin yeğenim, Niye tarlayı kadınla sürüyorsun, demiş.
Oğlu demiş ki:
O benim annem, bunu o istedi.
Bizim bir öküzümüz vardı.
Benden öküzü kesmemi istedi.
Tarlayı da kendisinin süreceğini söyledi.
Adam:
—Ben sana yardım edeceğim, hadi bizim eve gidelim.
Bizim bir öküzümüz var, onu sana verelim ancak öküzümüz yerinde durmayan, çok hareketli bir öküz.
Oğlan gitmiş, ipi öküzün boynuna atmış ve eve getirmiş.
Diğer gün, annesinin yardımını istemiş.
Annesi yardıma gitmiş ve öküz tarlayı sürmeye başlamış.
Bir hafta geçmiş, öküzü veren adam demiş ki:
—Eğer o oğlan öküzümü eğitmişse kızımı da ona vereceğim, demiş.
Öküzün tarlayı sürdüğünü görmüş.
Oğlana seslenmiş:
—Kolay gelsin yeğenim, bu öküzü eğittiğine göre sen baya becerikli bir oğlansın.
Gel, sana kızımı da vereceğim.
Oğlan, annesine sormuş:
—Ana, bize öküzü veren adam bana kızını da verecekmiş.
Annesi demiş ki:
—Oğlum bir yorganımız var, yedirecek yemeğimiz yok.
Oğlu dinlememiş.
Gidip kızı almış, sabah olmuş annesine demiş ki:
—Anne, kız ne kadar iş yaparsa o kadar yemek ver.
Annesi:
—Tamam, demiş.
Kız akşama kadar yatmış, oğlu işten eve gelmiş.
—Anne ne yaptın?
Annesi:
—Yataktan kalkmadı, ben de ona yemek vermedim.
Oğlan:
Tamam, demiş.
Ertesi gün olmuş, kız bu sefer yatağından kalkmış, yatağını düzeltmiş, yatağının üzerine oturmuş, kadın da biraz ekmek ve peynir vermiş.
Kız anlamış ki iş yoksa yemek de yok, oğlu işten eve gelmiş.
Anne ne yaptın? Demiş.
Annesi:
—Oğlum, kalktı yatağını düzeltti, ben de biraz ekmek ve peynir verdim.
Oğlu:
—Tamam, demiş.
Diğer gün olmuş, yataklar düzeltmiş, bulaşıkları yıkamış, bahçeyi süpürmüş.
Bunun üzerine kadın da gitmiş, bir kaz kesmiş; yanında pilav yapmış ve kızın önüne sermiş.
Kız da bunun üzerine bu evde işlerin nasıl döndüğünü anlamış.
Akşam oğlu işten gelmiş:
—Anne ne yaptın? Diye sormuş.
—Oğlum sabah kalktı, bütün işleri yaptı, ben de bir kaz kestim, yanında da bir pilav yaptım, önüne serdim.
Oğlan da yine:
— Tamam, demiş.
Bir iki hafta geçmiş, kızın babası kızını merak etmiş ve ziyaret etmek istemiş.
Adam bir de ne görsün?
Kızı ev işi yapıyormuş.
Adam kızının hal ve hatırını sormuş.
Kız da babasına bir avuç sarımsak getirmiş ve babasına vermiş.
Babası:
—Bunları ne yapayım? Demiş.
Buralarda sarımsak ezmeyen dolma yemezmiş.
Adam Şaşırmış ve bir o kadar da sevinmiştir
Derleyen: Hayrettin ADLIĞ