Suya Sabuna Dokunun!

 

“Yüce Allah’ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir/sonuçsuzdur.” ( İbn Hanbel, II, 360.)

Akşam olmak üzereydi, hava yavaş yavaş kararıyordu… Arkadaşlarımla birlikte oyun oynamak onlarla vakit geçirmek çok güzeldi. Gerçek dostluklar bu sayede şekilleniyordu.

Ama nedense bazı arkadaşlarım son zamanlarda hiç evden çıkmıyorlardı. Kendilerine nerede olduklarını sorduğum zaman ise evde televizyon izlediklerini veya telefonla oyun oynadıklarını söylüyorlardı.

Ben ise arkadaşlarımın bu tavrını anlayamıyordum. Okuldan çıktıktan sonra öğretmenlerimizin bize ev ödevi olarak verdiği konuları çalışıp tekrar ettikten sonra büyüklerimizden izin alıp dışarıya çıkmak burada  oyun oynamak, saklambaç, körebe ip atlamaca, yakar top ve buna benzer birçok oyun oynamak eve kapanıp saatlerce televizyon izlemekten, bilgisayardan veya telefondan oyun oynamaktan daha güzeldi.

Annem evden seslendi:

“Yavrum haydi eve gel artık akşam oldu. Yarın arkadaşlarınla tekrar oyun oynamaya devam edebilirsin”

“Peki, anneciğim hemen geliyorum.”

Eve girdiğinde ilk iş olarak ellerimi güzelce en az 30 saniye boyunca sabunla köpürterek yıkamamız gerektiğini öğretmenimiz derste bize anlatmıştı ve sınıfımıza bir afiş te asmıştı orada

“Suya Sabuna Dokunun!”  diyordu.

Güzelce ellerimi yıkadıktan sonra oyun oynamış olduğum elbiselerimi çıkartıp  pijamalarımı giyiyorum.

Bu sırada beni izleyen annem sergilemiş olduğum bu tavrımı görünce Annem bana şöyle sesleniyor:

“Aferin yavrum sana! Bizler Müslümanlar olarak dinimizin bize emretmiş olduğu temizliği şiar edinen bir toplumuz. Dinimiz bize temizliği, temiz olmayı elbiselerimizin temiz olmasını emretmiştir. Müslüman temizdir her zaman da temizliğine çok dikkat etmelidir. Peygamber Efendimiz (as) ise “Temizlik imanın yarısıdır.” diye bizlere öğüt ve nasihatte bulunmuştur.

Sen de bu davranışınla Müslümana yakışır bir şekilde hareket ediyorsun. Seni çok seviyorum yavrum.”

Annemin bu söyledikleri beni çok sevindiriyor ve ben de temizliğime tertip ve düzenime daha da çok dikkat ediyorum.

Akşam olduğu zaman en çok sevdiğim şey hepimizin aynı sofrada beraberce yemek yememizdir. Annem sofrayı hazırlar ben ve kardeşim ise anneme sofrayı hazırlamasında yardım ederiz.

Sofrayı hazırlar hazırlamaz annem herkesi sofraya davet eder. Bizlerde babam gelmeden ve o yemeğe başlamadan yemeğe başlamayız.

Babam hepimizin duyacağı bir şekilde “Bismillahirrahmanirrahim” yani “Rahman ve Rahim Olan Allah’ın adıyla başlarım” diyerek yemek yemeye başlar, biz ise yemek yemeye başlamadan önce besmele çekmeyi unutmuş olsak bile babamın bizim duyacağımız şekilde besmele çekmesi sayesinde besmele ile yemek yemeye başlarız.

Babama bir gün:

“Babacığım sen her zaman yemek yemeye başlamadan önce Besmele çekiyor ve öyle yemek yemeye başlıyorsun neden böyle yapıyorsun acaba?” dediğim zaman bana şöyle demişti:

“Yavrucuğum Müslümanlar olarak bizler dünya ve ahiretle ilgili hangi işe başlarsak başlayalım işimizin hayırla güzellikle sonuçlanması için Rabbimizin yardımına ihtiyacımız vardır.

O’nun izni olmadan hiç bir işte başarılı olamayız. Rabbimiz bize güç ve kuvvet verirse ancak yapacağımız işi başarabilir ve güzel sonuçlar elde edebiliriz. Müslümanlar olarak bizler her zaman her ne iş olursa olsun Allah (cc)’ın adıyla başlamalıyız.

Yavrucuğum! Besmele çekmekle şunu demiş oluyoruz: Rabbim biz insan olarak aciziz sen istersen biz yapabiliriz. Bize güç ve kuvvet veren sensin. Hayır ve şerri bilen sensin.

Bizim yaptığımız bu işi hayra çıkar. Bu konuda Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (as) ise şöyle söylemiştir : Yüce Allah’ı anarak başlanmayan her anlamlı söz veya iş, bereketsizdir/sonuçsuzdur.

Yavrum işte onun için yemeğe başlamadan önce, eve girerken ve çıkarken, ders çalışırken, elbisemizi giyerken ve çıkartırken, yatağa yatarken ve daha birçok sayabileceğimiz her helal işimizde besmele çekmeliyiz. Besmelenin önemini şimdi anladın mı yavrucuğum? “ diye bana nasihatte bulunmuştu.

Bana nasihatte bulunarak doğruya, güzele iyiye yönlendiren bir ailede yaşama fırsatı verdiği için Rabbime ne kadar hamd etsem azdır.

Elhamdülillahi Rabbil Âlemin.

 Yazan :Bayram MİROĞLU

(Küçük Tatlı İnsanlar Diyarı-1) Okudunuz mu 🙂 

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir