Sabrın Meyvesi
Her gün aynı şeyler, diye söylendi.
Okuldan eve geldiğinde ilk iş olarak Sümeyye ile yaşadıklarını annesine anlatıyordu.
Yine aynısı oldu…
Annesi kızını sessizce dinledi.
Gözlerinin içine baktı ve gülümsedi.
Esma’nın gözlerindeki kızgınlık yerini gülümsemeye bıraktı.
Anne ve kız göz göze gelince sıkıntılar yok oldu.
Esma, okulda Sümeyye ile yaşadığı sıkıntıları her anlattığında annesi ona, “sabırlı ol” diyordu.
Sakin olmasını öğütlüyordu.
Esma, anne sözünün öneminin farkındaydı.
Annesi boşa laf söylemezdi.
Kendisinin kardeşiyle sebepsiz yere didişmeleri tahammül edilir gibi değildi aslında.
Bazen o derece ileri gidiyorlardı ki, annesi ve babası “ ya sabır’ çekiyorlardı.
Evdeki ortam sakinleşince birlikte sebebini konuşuyorlar ve çözüm arıyorlardı.
Çözümün bir anda üretilmesi pek mümkün görünmüyordu.
Sadece nasihat ederek onların olgunlaşmasını beklediklerini konuşmalarından anlamak mümkündü.
Okulda, Sümeyye o kadar ileri gidiyordu ki, Esma’nın tahammül sınırını zorluyordu.
Esma, aklından geçenleri yapmaya karar verdiğinde annesinin, “sabırlı ol” uyarısı kulaklarında çınladı.
Bir an düşündü.
Annesinin söyledikleri önemliydi, sözünü dinlemeliydi.
Geri adım attı ve sessizce sırasına oturdu.
Sümeyye’nin kendisine sürekli hakaret eden konuşmaları aklına geldikçe canı sıkılıyor, ama sabrediyordu.
Annesinin, “Arkadaşına gülümsemeyi denedin mi?” önerisini hatırladı.
-Sümeyye! dedi.
Sümeyye baktığında karşısında gülümseyen bir yüz gördü.
Birden kendisi de gülümsedi.
Sanki daha önce defalarca can sıkan kendisi değilmiş gibiydi.
Gözlerdeki güzellik gönüllere yansımıştı.
Sürekli beni sözlerinle eziyorsun.
Annem bana “sabret” dediği için sana cevap vermiyorum hiç.
Senin bana dediklerini, ben sana söylesem ne yaparsın, dedi.
Sümeyye ne diyeceğini bilemedi.
Esma’nın yüzüne baktı kaldı.
Yaptıklarından utandı.
Sustu.
Yüzünden yansıyan mahcubiyetti.
-Ben sana sabrettim.
Sümeyye yutkundu.
Kararlı bir ses tonuyla,
-Tamam, dedi.
Senin sabrın, bana da çok şey öğretti.
Bundan sonra basit şeyler yüzünden kavga gürültü çıkarmayacağım.
İki kavgalı arkadaş, kavgasız arkadaş olmayı başardılar.
O gün eve dönüşü daha farklıydı Esma’nın.
Annesi her gün olduğu gibi kendisini dinlemeye hazırlandı.
Ama, Esma hiç oralı değildi.
Annesi meraklandı ve şaşkın gözlerle kızına baktı.
-Anneciğim, Sümeyye ile konuştuk.
Anlaştık.
Bana kötü söz söylemeyecek artık.
Kavga da etmeyecek.
Annesi gülümsedi:
-Sabreden derviş muradına ermiş, dedi.
Kızının omuzlarından yakaladı, hafifçe sıktı.
-Ama ben hâlâ sabretmeye devam edeceğim.
-Anladım annelerin sultanı!
Bundan sonra ben de kendime dikkat edeceğim.
Kardeşimle kavga etmeyeceğim.
Anne ile kızı sarıldılar sıkıca. Sabrın
meyvelerini görmenin mutluluğunu yaşadılar…
Kaynak: Diyanet