Sabrı Senden Öğrendim
Peygamberimizin tatlı dili, güler yüzü sayesinde inananların sayısı gittikçe artıyor ve bazı kişiler bu durumdan rahatsız oluyormuş.
Peygamberimizin kapı komşusu olan, amcası Ebu Leheb ve onun eşi Ümmü Cemil de bu kişilerdenmiş.
Peygamberimize yapmadıkları kötülük kalmamış.
Ümmü Cemil her gün topladığı diken ve çalıları Peygamberimizin evinin önüne döküyor ve böylece onu huzursuz etmek istiyormuş.
Peygamberimizin evini taşa tutuyorlar, geçtiği yollara dikenler serpiyorlarmış.
Peygamberimiz ise sabrediyor ve bu kötü davranışlara asla karşılık vermiyormuş.
Hatta kendisine yaptıkları onca kötülüğe rağmen amcasına ve yengesine doğru yolu bulması için dua ediyormuş.
Peygamberimiz, İslamiyet’i anlatmak için Taif adında bir şehre gittiğinde Taifliter, onu çok kötü bir şekilde karşılayıp hakaretler etmişler.
Bu kadarla da kalmamış, yolun iki tarafına dizilip Peygamberimizi taşa tutmuşlar.
Yanında bulunan Hz. Zeyd kendisini siper ederek Peygamberimizi korumaya çalışmış ama, ikisinin de vücudu kan içerisinde kalmış.
Böyle bir durumda bile Peygamberimiz o insanların kötülüğüne karşılık vermemiş, beddua bile etmemiş.
Bir gün Peygamberimizin yanına bir adam gelerek, “Eyvah, ben mahvoldum!” demiş.
Peygamberimiz ona derdinin ne olduğunu sormuş.
Adam “Büyük bir günah işledim, kendimi nasıl affettirebilirim?” deyince Peygamberimiz, “Bir köleyi özgürlüğüne kavuşturursan belki Allah günahım affeder.” demiş.
Adam “Ben fakirim. Bunu yapamam.” demiş.
Peygamberimiz, “O hâlde iki ay oruç tut.” demiş.
Adam, onu da yapamam deyince Peygamberimiz, “Öyleyse altmış yoksula yemek yedir.” demiş.
Adam, “Buna da gücüm yetmez.” demiş.
Peygamberimiz sabırla adama çözüm yolları sundukça adam hepsini reddediyormuş.
Tam o sırada Peygamberimize bir bohça dolusu hurma hediye gelmiş.
Peygamberimiz o hurmaları adama vererek, “Al bunları fakirlere dağıt.” demiş.
Adam, “Medine’de benden daha fakir biri yoktur.” diyerek hurmaları kendi almak istemiş.
Peygamberimiz sabrından hiçbir şey kaybetmeden, “Peki, al bu hurmaları götür, ailenle birlikte ye!” demiş.
Sevgili Peygamberimizin sabrına hayran olmamak elde değil gerçekten!
Kaynak: Diyanet