Pişmanım
Bu hikâyemde yapmış olduğum bir hatamın nelere sebebiyet verdiğini anlatacağım sizlere. Sonrasında ne kadar da pişmanlık duydum, ne çok üzüldüm ki anlatamam.
Okulda arkadaşlarımla oyun oynuyorum. Oyunumuz o kadar çok eğlenceliydi ki oyun sonrasında bile arkadaşlarımla şakalaşmaya devam ediyordum. Beslenme saati olduğu için teneffüs saatimiz de bir o kadar uzun tabi. Oyun sonrasında acıktığımı hissettim ve beslenme çantamı da bahçeye getirdiğimi fark ettim.
“Ne kadar da iyi yapmışım beslenme çantamı yanıma aldığım için. Acaba annem benim için bugün ne hazırladı?”
Merakla çantamı açmaya başladım. Aaa o da ne? En sevdiğim meyveyi beslenme çantama koymuş. Yaşasınnn muzz…
Hemen yemeye başladım muzumu bir çırpıda bitiriverdim işte. E kabuğu ne olacak şimdi? Yakınımda çöp kovası da yok ki. Ne olacak sanki şuraya atıvereyim canım…
İşte arkadaşlar tam da burada başladı pişmanlığım. Ben yere o muz kabuğunu asla atmamalıydım. Çöp kovasına gitmeye üşendiğim için muz kabuğunu yere atmıştım.
Oradan geçmekte olan arkadaşım Aslı, muz kabuğunu fark etmeyerek üstüne basmaz mı… Bastığı gibi kendisini yerde buldu. Olayların hepsi de gözümün önünde olmuştu ve arkadaşım Aslı benim üşenerek çöpe atmadığım muz kabuğu yüzünden yere düşmüştü.
Arkadaşım o kadar çaresiz kalmıştı ki kolunu tutarak bir yandan ağlıyor bir yandan da yer de çırpınıyordu. Ne yapacağımı bilmez bir halde olduğum yerde kalakalmıştım.
Öğretmenlerimiz arkadaşımın yardımına koştular. Hemen yerden kaldırdılar. Arkadaşımın kolu incinmiş ve yaralanmıştı. Ve bu, benim yüzümden olmuştu.
Kimseye bir şey söyleyemedim. Eve gittiğim zaman üzüntüm geçmemişti. Annem benim durumumu anlamış olacak ki hemen sordu:
“Hayırdır kızım neyin var böyle?”
Ben de olup biten her şeyi ağlayarak anneme anlattım. Annem de olayı dinleyince çok üzüldü.
“Yavrucuğum, çöplerimizi yerlere atmamalı ve çevremizi kirletmemeliyiz. Bizler Müslümanlar olarak temizliğe çok daha dikkat etmeliyiz. Sevgili Peygamber Efendimiz “Temizlik imandandır” buyurmuştur.
Güzel yavrum. Yaptığın hatadan çok pişman olduğunu görüyorum. Yarın doğruca arkadaşının yanına git ve özür dile. Hem de geçen sana almış olduğum ve senin de çok hoşuna giden hikâye kitabın var ya onu da arkadaşına hediye et olur mu? Böylece arkadaşın da mutlu olacak ve seni affedecektir.”
Annemin de söylediği gibi okula gidince gözlerim arkadaşımı arıyordu. Baktım ki kolunda yara bandı vardı. Ve benim yüzümden olmuştu bu. Arkadaşımın yanına gelince tüm olayı anlattım ve onun için yanıma aldığım kitabı hediye ettim.
Arkadaşım da benim bu davranışım karşısında çok sevindi ve hediye ettiğim kitap için teşekkür etti.
Ben de bir daha asla yerlere çöp atmadım.
Yazan : Bayram MİROĞLU