Parmak Bebek

Başparmak birdenbire uyandı.

Kendisini kimin uyandırdığını merak etti.

Küçük bir kızdı bu.

Tükenmez kalemle ağzını çizmeye çalışıyordu.

Gülümseyen bir ağız.

Başparmak inatla somurttu.

Çorabın içi rahat ve sıcaktı.

Öyle güzel rüyalar görüyordu ki…

Neden uyanmıştı şimdi?

Eveeet, çorap delinmiş olmalıydı.

Minik kız parmağıyla deliği genişletmişti mutlaka.

Sonra başparmak yani kendisi dışarı çıkmıştı.

Bu kadarla kalsa yine iyi.

Göz ve ağız çizmiş, onu uyandırmıştı.

Peki hiç düşünmemişler miydi?

Bir bebek, parmak bebek bile olsa anneye ihtiyaç duyardı.

Küçük kız çizdiği ağzı sildi.

Gülümseyen bir ağız yaptı.

Başparmak yine kızdı. Annesiz bir bebekti o, nasıl gülebilirdi?

-Annem nerede olabilir? diye sordu kendi kendine.

Mışıl mışıl uyuyan diğer parmaklardan biri miydi acaba annesi?

Hayır, hayır onlar ona göre pek ufaktılar.

Küçük kız odadan odaya seke seke giderken, oyun oynarken başparmak hep annesini düşündü.

Küçük kızın annesi ne sevecendi kızma karşı.

Saçlarını okşuyor, üşüyüp üşümediğini kontrol ediyor, yemeğini yediriyordu.

İçi kederle doldu.

Artık hiçbir şey görmek istemiyordu.

Gözleri silinse ne güzel olurdu.

Ya da bir göz kapağı çizseler.

Küçük kız başparmağın yüzüne sık sık bakıyordu.

Çizgiler biraz sönükleşse hemen üstünden gidiyordu.

Parmak bebeği görünmez diye korktuğundan çorabının yırtığını diktirmeye asla yanaşmıyordu.

Başparmak bir şey daha fark etti.

Küçük kız yürürken ayağının ucunu yere basmıyordu, başparmak incinmesin diye.

Başparmak her şeyi anladı.

Bütün anneler böyle değil miydi zaten?

Annesi bu küçük kız olmalıydı.

Öne doğru eğilip parmak bebeğini okşarken gözleri parlıyordu.

Başparmak yok yere uzaklarda aradığı minik annesine baktı.

Mutlulukla gülümsedi.

Kaynak: Diyanet

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir