Sabahleyin öğrenciler sıra olmuştu. Müdür yardımcısı Fatih Bey yine bazı hatırlatmalarda bulunduktan sonra bir şeyin dikkatini çektiğini belirtti.

“Arkadaşlar!” dedi. “İslam temizlik dinidir. Müslüman temizdir. Allah temiz olanı sever. Temiz okullar temiz öğrenciler sayesinde olur. Uzun süredir bir şey dikkatimi çekiyor. Aranızdan bazı arkadaşların sık sık yere tükürdüğünü görüyorum. Gördüklerime gerekli uyarıları yaptım ama bir de burada herkese yapılan davranışın yanlış olduğunu hatırlatmak istedim. Lütfen çevre temizliği konusunda biraz daha hassas davranalım.”

Fatih Bey’in bu uyarısı Yusuf’u şaşırtmıştı. Sadece İbrahim’le ikisinin yere tükürenleri gördüğünü sanıyordu. Demek ki yere tükürmeyi alışkanlık haline getirenler Fatih Hoca’nın da dikkatini çekmiş ve bundan rahatsız olmuştu. Kafasındaki projeyi Fatih Hoca’ya açmak için bundan iyi bir fırsat olamazdı. İlk teneffüste soluğu Fatih Hoca’nın yanında aldı.

“Hocam sabahki uyarınız benim de dikkatimi çekmişti. Yere tükürmeyi alışkanlık haline getiren arkadaşlarımız var aramızda. Eminim onlar da yaptıklarının yanlış olduğunun farkındalar ama davranış haline getirememişler.”

“Doğru söylüyorsun Yusufçuğum. Sık sık uyarıyorum ama hala düzeltemedik bu davranışı. Bu konuda ne yapabiliriz sence? Var mı bir önerin?”

“Var hocam, ben de onun için gelmiştim. Bir projemiz var.”

“Öyle mi? Nedir?”

“Hocam projemiz şu: ‘Lama Severler Kulübü’ adı altında bir kulüp oluşturacağız. Biliyorsunuz lamalar tükürmeleriyle meşhur hayvanlar. Tıpkı bu arkadaşlar gibi…” deyince Fatih Hoca kahkahayı patlatır:

“İlahi Yusuf, sabah sabah güldürdün beni. Allah iyiliğini versin. Eee sonra?”

Sonrasını Yusuf uzun uzun Fatih Hoca’ya anlatır ve projeye onay alır.

Ertesi gün sınıflardaki ve koridorlardaki panolarda oldukça dikkat çekici bir afiş aslıdır. Afişte şunlar yazmaktadır:

LAMA SEVERLER KULÜBÜ

* Lamalar devegiller familyasındandır.

* Güney Amerika’nın dağlarında yabani olarak yaşarlar. Evcil olarak da yetiştirilebilir.

* Otçuldur, geviş getirir.

* Deve gibi fazla su ve yiyecek istemez. Açlığa ve susuzluğa oldukça dayanıklıdır.

* İyi koşarlar. Boyları 2 metreyi bulur.

* Erkekleri daha kıymetlidir.

* TÜKÜRMELERİ İLE MEŞHURDURLAR.

Daha önce hiç lama görmediyseniz sizi Lama Severler Kulübü’ne bekleriz. Erken uyarı sistemiyle size daha önce hiç görmediğiniz lamalar göstereceğiz. Bugün okul çıkışı kütüphanede toplanıyoruz. Herkes davetlidir.

Oldukça dikkat çekici bir afişti. Herkes merak içindeydi. Nerden çıkmıştı bu kulüp? Amacı neydi?

Okul çıkışı meraklı öğrenciler soluğu okul kütüphanesinde aldılar. Yusuf’la İbrahim onları beklemekteydi. Yeterli sayıya ulaşılınca toplantıyı başlattılar. Önce Yusuf söz aldı:

“Hoş geldiniz arkadaşlar. Dün sabah Fatih Hoca uzun süredir yere tüküren öğrenciler gördüğünden bahsetmişti. İbrahim’le ben de durumdan rahatsızdık. Eminim siz de rahatsızsınız. Hoş olmayan bir davranış çünkü. Ne kadar uyarsak da tükürmeye devam ediyor bazı arkadaşlar. Biz de İbrahim’le yere tüküren arkadaşları bu davranışlarından vazgeçirmek için bir proje başlattık.”

Sözü İbrahim devraldı:

“Arkadaşlar afişte de gördüğünüz üzere lamalar tükürmeleriyle meşhur hayvanlardır. Bu arkadaşlar da bu davranışlarıyla adeta lamaları taklit ediyorlar. Biz de hiç lama görmemiş arkadaşlarımıza lama taklidi yapan arkadaşları göstereceğiz.”

“Nasıl yani?” dedi toplantıya katılan Hasan.

“İşte bununla” dedi Yusuf elindeki düdüğü göstererek. “Kulübe katılan herkese düdük dağıtacağız. Fatih hocamız yeteri kadar düdük temin etti. Bir arkadaşımız yere tükürdüğünde onun yere tükürdüğünü gören kulüp üyesi arkadaşımız hemen düdük çalmaya başlayacak ve bir eliyle de tüküren arkadaşı işaret edecek. Diğer kulüp üyeleri de hemen olay yerine koşup düdük çalmaya başlayacaklar. Bu şekilde düdüğe maruz kalmak istemeyenler de yerlere tükürmeyecekler.”

“Ben sevdim bu işi ya. Baya eğlenceli olacak.” dedi Hasan gülerek. Kulübe katılan diğer öğrenciler de eğlenceli bulmuştu. Herkes düdük almak için birbiriyle yarışıyordu.

“Acele etmeyin” dedi İbrahim, “Herkese yetecek kadar düdük var. Yalnız bir şartla düdük dağıtıyoruz: sadece yere tüküren olduğunda düdük çalınacak. Aksi halde düdüğünü elinden alıp kulüp üyeliğini sonlandırırız.”

Herkes heyecanlıydı. Ertesi gün tüm kulüp üyeleri teneffüs olur olmaz bahçeye koşmuştu. Yere tüküren birini görmek için herkes birbirini gözlüyordu. Ve düdükler çalınmaya başlamıştı. Lama taklidi yapan kişiyi görmek isteyenler hemen düdük çalana koşuyordu.

Yere tükürenler ilk başlarda işi dalgaya verseler de daha sonra ağırlarına gitmeye başladı durum. İster istemez kendilerine çeki düzen verdiler. İlk günlerde duyulan düdük sesleri kısa süre sonra duyulmaz olmuştu. Okul idaresinin ve öğretmenlerin yapamadığını Yusuf’la İbrahim başarmıştı. Artık kimse yere tükürmüyordu.

Dönem sonu geldiğinde öğretmenler Yusuf’la İbrahim’i onur belgesi ile ödüllendirdiler. Hak etmişlerdi çünkü…

Yazan: Bekir Salih KORKMAZ

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir