Bir zamanlar kükremeyen bir aslan varmış. Bu aslan doğuştan beri hep böyle olmuştu, asla kükreyememişti. Ama ormanda ki kimse bunu bilmiyordu.
Küçük yaşlardan itibaren kükreyemeyeceğini anladığı için herkesle yumuşak bir şekilde konuşmayı ve onları dinlemeyi öğrenmişti. Ses seviyesini yükseltmek zorunda kalmadan başkalarını kendi bakış açısına ikna etmeyi öğrendi. Bu ona ormanın tüm sakinlerinin sevgisini ve güvenini kazandırdı.
Ama bir gün aslan, o kadar inatçı bir domuzla konuştu ki, aslan domuzun mantıklı olmasını sağlayacak bir yol bulamadı. Domuza kükremek için güçlü bir dürtü hissetti içinde ama bunu yapamıyordu.
Bu sorunu çözmek için, ihtiyacı olduğunda kullanabileceği bir makine icat etmek için birkaç ay harcadı. Kükreyen makineyi tamamladıktan kısa bir süre sonra inatçı domuz ortaya çıktı. Aslanı o kadar sinirlendirdi ki aslan makineyi kullandı. Gerçekten korkunç bir kükreme duyuldu…
“GRRRRRRRRROAUUUUUUURRRRR!!!”
Bu sadece domuzu çok korkutmakla kalmadı, aynı zamanda ormanda ki tüm hayvanları da şok etti. Öyle ki aylarca hiçbiri dışarı çıkmaya cesaret edemedi. Aslan üzgün ve yalnız hale geldi ve başkalarının ona dikkat etmesini sağlamak için kükremesine gerek olmadığını anlamak için bolca zamanı oldu.
Kükreyememesinin başkalarıyla konuşma ve onları ikna etme konusunda kendisini ne kadar geliştirdiğini daha önce fark edememişti.
Böylece, yavaş yavaş, nazik ve samimi ses tonunu kullanarak hayvanların kendisine olan güvenini yeniden kazanmayı başardı ve bir daha asla kükremeyi veya bağırmayı düşünmedi.
[…] KÜKREYEMEYEN ASLAN […]