Kızıl Elma-III
Hava soğuk, gece puslu sis her yeri kaplamış vaziyette göz gözü görmüyor. Ama Yusuf verilen vazifenin heyecanı ve gururuyla hiç üşümüyor …
İlk görev, vatanı uğruna çıkmış olduğu ilk sefer. Ve ilk görevinde başarısızlığı asla kaldıramaz bir çift göz etrafı kolaçan etmekte. Hedef karşılarında. Çok korunaklı bir yer burası.
Onca aldığı eğitime rağmen vücudunu heyecan sarmış vaziyette. Hâlbuki tüm eğitimlerinde tam başarı sağlamıştı. Ya başarılı olamazsa? Ya verilen görevi tamamlayamazsa? İçin içini yiyor, kabına sığmayan su gibi, tepelerden dökülen şelale gibi çağlamak geliyor içinden.
….
“Karşısında duranı şimdi hatırlamıştı Yusuf… O Polis Özel Harekâta girmiş olduğu sınavda kendisiyle konuşan kişiydi. Yıllar ne kadar da değiştirmişti. Neredeyse tanıyamayacaktı. Kendisine çok önemli bir vazife tevdi ediliyordu. Ya çağrıya icabet edip İlâyı Kelimetullah uğruna Kızıl Elmayı seçecek, ya da hayatının geri kalanını her zaman ki gibi devam ettirecekti.
O kadar çok operasyona katılmıştı ki sayısını kendi bile unutmuştu. Bunların hepsi kayıtlı kürekli şeylerdi. Yalnız bu çok daha farklı bir durumdu. Artık “sır” olmaya talipti. Hayatında hiç o gün ki kadar heyecanlandığını ve ürperdiğini hatırlamıyordu. Korku dese değildi. Korkmak aklının ucundan bile geçmemişti. Ne zaman ki o kamuflajı giymişti işte o zamandan beri korkmuyordu Yusuf. Korkuyu unutmuştu.
O duyguyu şimdi şimdi anlıyordu. Vatanı, bayrağı, namusu uğruna mücadele vermenin adıydı bu.
… …
Verdiği cevaba şimdi kendi bile gülümsemişti. O kadar çok bağırmış olmalı ki dağlarda yankılanmıştı sesi.
-Kızıl Elma’ya Var mısın evlat?
Yolun yolumdur, tek gayem Ülkem uğruna şehit olmaktır.! ”
… …
Düşüncelerinden Bahadır uyandırdı. “Hayırdır Kardeş. Daldın gittin.”
İsimsizlere talip olanlardan biri de arkadaştan da öte olduğu Bahadır’dı…
Yusuf’un ekibi beş kişilik bir ekipti. Bahadır, Mehmet, Ülkü, Sinan ve Yusuf…
Hepside işlerinde uzmandılar. Ülkü keskin nişancılarıydı.
Ülkü’nün sesi kulaklıklardan yankılandı Hazır olun arkadaşlar zaman geldi…
Ruhum ve bedenimle! Bu sevdaya, Bu ülküye, İlâyı Kelimetullah’a KIZIL ELMAYA varım!
Yusuf ekibin başında görev almıştı. Hepsi de kor gibi yüreğe sahip birer vatan evlatlarıydı. Bugün üstlendikleri görevin adı; Kod Adı: Selman olan bir şahsı tutulduğu yerden kurtarıp sağ salim Türkiye’ye getirmekti. Kilit bir rolü olduğu belli olan bu şahsı hiçbir yara almadan kurtarmakta asıl vazifeleriydi.
Hazır olun arkadaşlar! Yusuf’un sesiyle iyiden iyiye konsantre olan ekip ilk görevlerinde bu işi tam bir başarıyla bitirmek zorundaydılar.
Ve ilk Yusuf’un “Bismillah” nidasının arkasından “Kızıl Elma İçin” demesiyle operasyon başlamış oldu…
Daha nice özel görevlerde bulunacak olan ekip için ilk kurşun atılmış, ilk düşman askeri yere serilmişti işte. Vatan uğrunda daha da akıtılacak son kan olmayacaktı. Nihayi hedefleri de İlâyı Kelimetullah uğruna şahadet idi…
Yazan :Bayram MİROĞLU