
Kızıl Elma-II

Kızıl Elma-II
“Dur yolcu!
Yol Nereyedir? !!! “
Arkasına döndüğü vakit daha önce hiç görmediği birisine bakıyordu Yusuf. Ama karşısında duran kişinin duruşundan, mimiklerinden ve özellikle yüzünün o yorgun halinden asla sıradan bir insan olmadığı anlaşılıyordu.
İnsan, yaşamış olduğu tecrübelerden ders alıyor ve elbette bu hayatta yaşamış olduğu her mücadele de alnına çizgi çizgi kazınıyordu. İşte böyle biri duruyordu karşısında. Yüzünün yorgunluğunun yanında duruşundaki asalet ise güven veriyordu.
— “Sen de kimsin?”
… … …
— “Selamün aleyküm Yusuf!”
— “Aleyküm selam.”
Hayretle irkildi Yusuf, İsmiyle selam vermişti karşısında duran kişi. Halbuki daha önce bu kişiyle hiçbir yerde karşılaşmamıştı. Tanıştığı kimseleri kolay kolay unutmazdı Yusuf. Ama sanki karşısındaki yüzü bir yerlerden anımsıyordu …
Hayat insanı yaprak misali oradan oraya sürüklemekteydi. Lise yıllarından sonra Yusuf’taki polis olma hayali ve vatan sevgisi onu farklı kulvarlara sürüklemişti. Yusuf sonunda kendisini polislik sınavlarının ortasında bulmuştu. Hayatta insan bazı yerlerde kalbinin atışına mani olamaz. O da işte öyle bir andaydı. O günkü heyecanını bir görseydiniz. Kalbi yerinden oynayacaktı adeta. Sınavın sonuçları açıklandığında parkuru birincilikle bitirdiğini öğrenmişti. Eğitmen polis müdürü kendisine dik dik bakarak seslenmişti:
— “Evlat dışarıda rahat bir hayat yaşamak varken, açlığa, susuzluğa katlanmaya, gece gündüz demeden dağ bayır dolaşmaya, yorgunluktan ayakların şişinceye kadar yürümeye değer mi? Ne işin var senin burada?” demesi üzerine:
— “Efendim, vatan aşkı her şeyin üstündedir”, dediğini anımsıyordu.
… … …
Yusuf ilerde dosttan da öte olacağı insanın yüzüne “Sen de kimsin?” diyerek karşıdakinin vereceği cevaba odaklanmıştı.
— “Yusuf TÜRKOĞLU! Sana yeni görevini tevdi etmeye geldim. Bundan sonra benim emrimde çalışacak, benim talimatlarım doğrultusunda görevine devam edeceksin. Bizim asıl hedefimiz ve gayemiz “Kızıl Elmadır”, “İlâyı Kelimetullahtır!”, “Nizâm-ı Alemdir”. Bu gayemiz uğrunda ölmek, şehit olmak gururumuzdur! Bu yolda benimle beraber yürümeyi arzularsan asla geri dönüşü olmayacağını şimdiden aklına kazı evlat! Nice isimsiz mezarlar yatmakta dünyanın dört bir yanında. Yani senin de arkandan bir Fatiha okunacak mezar taşın bile olmayacaktır. Ama bu vatan sana her zaman minnettar kalacaktır. Teşkilat’ta görev yapmak istersen bir şan ve şöhretin olmaz. Ama dualarda olur nice isimsiz kahraman gibi sırf vatan ve bayrak aşkına, ezanların susmaması uğruna dağ taş demeden mücadele edersin. Şimdi soracağım soruya vereceğin cevap senin yeni yolunu çizecektir. Bu kutlu yolda yürümeye, “Kızıl Elma”ya var mısın?”
…
Yazan :Bayram MİROĞLU