Kardeşim Olur Musun?
Afra üç kişilik bir ailenin çocuğuydu.
Anne, baba ve çocuk.
Afra’nın ailesi mutlu, ara sıra tartışan ama hep barışan bir aileydi.
Afra büyüdü, okula gitti.
Okumayı söktü, yazmayı öğrendi.
Okuma, yazma ödevlerini hep çok sevdi.
Biraz daha büyüdü.
Hâlâ tek çocuktu.
Fakat arkadaşı çoktu.
Afra okula giderken gördüğü ağaçlara selam veren, kuşları dinleyip onlara isim takan bir çocuktu.
Sınıftaki arkadaşları da, apartmandaki arkadaşları da onunla oynamayı severlerdi.
Afra yine bir gün öğretmeninin verdiği yazma ödevine sevinecekti ki, aniden omuzları çöktü.
Bu çok zor olacak, dedi usulca.
Zil çalmadan çantasını topladı arkadaşları gibi.
Zil çalar çalmaz kapıya koştu erkekler.
Afra erkeklerin de kızların da arkasında kaldı.
Evi okula yakındı.
O ve Selim her gün okula yürüyerek gider gelirlerdi.
Selim dışarıda Afra’yı beklerken çoktan top oynamaktan terlemişti.
Çantasını yerden aldı ve Afra’ya katıldı.
Afra, Selim’e baktı ve
-Kardeşim olur musun? dedi.
Selim önce şaşırdı, sonra anladı.
Öğretmen size de aynı ödevi vermiş, dedi.
Seni kardeşim gibi severim Afra, ama kardeşin olamam ki.
Ben Ömer’in kardeşiyim.
Afra yoldaki ağacın gölgesinde durdu.
Kafasını yukarı kaldırdı.
Güneş ışıkları yaprakların arasına bir girip bir çıkıyor, Afra’nın gözleriyle oynuyordu.
Afra ağaca da sordu:
-Kardeşim olur musun?
Ağaçtan cevap gelmedi.
Selim dudaklarını büktü.
Afra eve geldiğinde penceresine koştu.
Kuşları dinledi.
İki kolunu açıp onlara da seslendi:
-Kardeşim olur musunuz?
Cevap gelmedi.
Afra gözleri nemli, kâğıdın başına oturdu.
İlk defa bir kardeşi olmadığı için bu kadar üzgündü.
Kardeşimizi anlatan bir yazı yazma ödevimi nasıl yapacağım, dedi.
Kâğıda usul usul “Kardeşlerimi Özlüyorum” yazdı.
İşte o an, annesinin ona okuduğu kitaptaki cümle uçtu, uçtu, kâğıda kondu.
Benim kardeşim var, diye sevinç çığlığı attı.
Dün gibi hatırlıyordu, annesi anlatmıştı:
Peygamberimiz, “Kardeşlerimi özledim.” dediğinde yanındakiler, “Biz sizin kardeşlerin değil miyiz?” diye sormuşlardı.
Peygamberimiz de:
-Sizler benim ashabımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır, demişti.
Tam olarak okuduğu cümle buydu annesinin.
Afra, Peygamberimizle (s.a.s.) kardeşti aslında.
Uzun uzun kardeşini tanıttı.
Onu ne kadar sevdiğini, onun güzel ahlakını, onun özelliklerini anlattı tatlı tatlı.
Afra ödevinin sonunu, “Ben çok şanslı bir çocuğum.” cümlesi ile bitirdi.
Kaynak: Diyanet