
Kara Vezir’in Darbesi

Bir zamanlar bir ülkede halkını çok seven, iyi huylu, adil bir kral varmış. Gün gelir halkından birinin evine misafir olur onlarla çay içer, gün gelir çocuklarla top oynarmış. Sık sık da halkını sarayında misafir eder, ağırlarmış. Sokakta gördüğü çocuklara oyuncak dağıtmaktan hiç geri durmazmış. Böyle olunca halk da krallarını çok severlermiş.
Kralın yanında devlet işlerini yöneten vezirleri varmış. Kral, vezirlerinden bazılarını çok severmiş. Tabi onlar da kralı çok sever, emirlerini aksatmadan yerine getirirlermiş. Bazıları ise krala iyi görünür fakat arkasından türlü türlü dolaplar çevirirlermiş.
İşte bu kötü vezirler, düzenbaz bazı hâkim, memur ve askerlerle birlikte kralı koltuğundan indirip yerine geçmek istemişler. Bunun için de çeşitli tuzaklar kurmuşlar. Kralı hırsızlıkla suçlayıp daha önce para ile ayarladıkları hâkimlerin karşısına çıkarmayı ve kralı hapse atmayı planlamışlar. Fakat bazı iyi kalpli vezirlerin planı öğrenip krala söylemesiyle planları suya düşmüş.
Günlerden bir gün kral hastalanmış. Doktorlar ameliyat edilmesi gerektiğini söylemişler. Kral çaresiz ameliyat masasına yatmış. Bunu fırsat bilen kötü niyetli vezirler fırsattan istifade etmek istemişler ve kralı ameliyat masasında öldürmek istemişler. Fakat yine kralın askerlerinin dikkati sayesinde planları başarısız olmuş.
Geçen bu süre zarfında kral da çevresindeki kötü niyetli vezirleri bulup hapse atmaya başlamış. Fakat iyi gibi görünüp kral koltuğunu ve devleti ele geçirmek isteyen o kadar kötü niyetli kimse varmış ki sayıları bitmek bilmiyormuş. Bunlardan biri de Kra Vezir’miş.
Kara Vezir, kralın yerine geçmeyi kafasına koymuş. Kralı ve onu seven tüm vezirlerini ya hapse atacak ya da karşı çıkarlarsa öldürecekmiş. Bir gece, ayarladığı binlerce askerler ile sarayı basmak üzere harekete geçmiş. Bunun haberini alan kral, bakmış ki hain askerlerin sayısı çok fazla ve onları durdurmak neredeyse imkânsız, çareyi halkı yardıma çağırmakta bulmuş. Tellallar göndererek gecenin karanlığında uyuyan halkı uyandırmış. Tellallar olan biteni halka ilan etmiş.
“Duyduk, duymadık demeyin! Kötü kalpli Kara Vezir, kralımızı öldürüp yerine geçmek için askerlerle saraya saldırıyor. Devletini, milletini, kralını seven kim varsa kralımıza yardım etsin. Duyduk, duymadık demeyin!”
Gece yarısı minarelerde salalar verilmeye ve halk, isyancı askerlere karşı omuz omuza durmaya davet edilmiş.
Kralını çok seven ve tellalları, salaları duyan halk durur mu? Kazmasını küreğini alan tutmuş sarayın yolunu. Devletini seven milyonlarca insan kısa sürede toplanmış sarayın önüne.
O sırada Kara Vezir ve hain askerler saraya girmek için saraydaki askerlerle savaşıyormuş. Saraydaki askerler bir bir şehit düşmeye başlamış. Saray neredeyse vezirin eline geçmek üzereymiş. Fakat vezir ve askerler arkalarından gelen milyonlarca insanı görünce şaşkınlıktan ve korkudan ne yapacaklarını bilememişler. “Gece herkes uyurken sarayı ele geçirir, kralı ve adamlarını çabucak tutuklarız, kimse bize engel olamaz” diye düşünen Kara Vezir kaçacak yer aramaya başlamış ama nafile. Kaçabileceği hiçbir yer yokmuş. Çaresiz, Kara Vezir ve askerleri ellerindeki kılıçlarını bırakıp halka teslim olmuşlar. Kralı seven vatandaşlar, askerlerin ellerindeki kılıçları alıp onları evire çevire bir güzel dövmüşler. Bunu gören Kara Vezir korkudan tir tir titriyormuş.
Halk, Kara Vezir’i alıp kralın huzuruna çıkarmış. Vezir ne kadar “Ben ettim, sen etme” dese de kral “Devlete baş kaldırmanın sonu budur. Atın bunu zindana!” demiş.
Askerleri bastıran halk, dışarıda bayram yapıyormuş. Kral, sarayın balkonuna çıkarak halkı selamlamış:
“Bu güne kadar hep sizin için çalıştım. Sizi çok sevdim. Siz de bu sevgimi karşılıksız bırakmadınız. Kara Vezir’e karşı devletinizi, milletinizi, kralınızı korudunuz. Beni tahttan indirip yerimi almak isteyenler halkın gücünün üstünde bir güç olmadığını sayenizde öğrendiler. Beni bu tahta siz oturttunuz ve yine ancak siz indirebilirsiniz. Bugün bunlara ve bundan sonra aynı yanlışı yapmak isteyecek hainlere çok iyi bir cevap verdiniz. Hepinize teşekkür ediyorum. Biz hep böyle bir ve beraber olduğumuz sürece kimse bize boyun eğdiremez. Böyle yüce bir milletim olduğu için Rabbime sonsuz şükürler olsun.
Sizin bu davranışınızı ben de karşılıksız bırakmayacağım. Halktan alınan vergileri azaltıp üzerinizdeki yükü hafifleteceğim. Fakir fukaraya daha çok yardım edeceğim. Artık yüzü gülmeyen kimse kalmayacak. Söz veriyorum.” demiş.
Halk bu günü bayram ilan etmiş. Kötüler zindanı boylamış. Hainler cezasını bulmuş. Halkın gücü zalimleri alt etmiş. Bir daha kimse darbe yapmaya kalkışamamış.
Kral ve halkı ermiş muratlarına. Darısı bizim başımıza…
Yazan: Bekir Salih KORKMAZ