İnternet Kuşu

Mim’in Bahçesi’nde gün ağarmak üzereymiş.

Çiçekler ve kuşlar henüz uyan­mamış.

Düz yüzlü, keskin bakışlı, koca kanatlı bir kuş bahçenin tam or­tasına rüzgâr yaparak inmiş.

Kuşlar yuvalarından baslarını çıkararak bak­mışlar.

Çiçekler gözlerini açıp topar­lanmışlar.

Bahçenin sakinleri birkaç dakika içinde bu acayip kuşun etrafında toplanmış.

Karga cesaretini toplamış ve “Sen kimsin, nereden geldin?” diye sormuş.

Misafir kuş gururlu bir edayla gülümsemiş.

“Ben sizin yeni arkadaşınızım, bun dan böyle sizinle, burada yaşayacağım.

Adım Internet Kuşu.

Uzak diyar­lardan geldim.” diye kendini tanıtmış ve “Çok güçlü bir beynim vardır.

İste­diğiniz bilgiye sayemde ulaşabilirsi­niz.

Uzaktaki arkadaşlarınızla bile sizi konuşturabilirim.” demiş.

Bu koca kuş sayesinde Mim’in Bahçesi’nde günler daha neşeli ge­çiyormuş.

Bahçedeki tüm kuşlar bu koca kuşla sohbet için sıraya giriyorlarmış.

Çoğu zaman karga, serçeleri ve güvercinleri kovalıyormuş.

Bu koca kanatlı kuşta anlayamadıkları bir şey varmış.

Onunla sohbete dalan bahçe sakinleri gittikçe bencilleşiyormuş, kimseyle konuşmaz oluyorlarmış.

Bir müddet sonra kuş­lar yuvalarına dönmez evlerine ekmek götürmez olmuşlar.

İnternet kuşuyla herkesin arası iyiymiş.

Ancak zaman geçtikçe bir birleriyle araları bozulmaya başlamış.

Arılar bile çiçeklere konmaz olmuş.

Her akşam yuvalarına gözleri kan çanağı olmuş bir şekilde dönüyorlarmış.

Bahçeye aniden gelen bu İnternet Kuşu en çok çiçekleri üzmüş.

Artık on­lara kimse bakmıyormuş, arılar onla­ra konmuyormuş. Hepsi kurumaya yüz tutmuş.

Bu durumu gören bahçenin koruyu­cusu Ak Sakallı Dede İnternet Kuş’unu yanına çağırmış ve

“Bu bahçenin çocuklarına yalan söylemeyeceksin, onları kandırmaya­caksın ve onlara nasıl bir kuş olduğu­nu, anlatacaksın.” demiş.

İnternet Kuşu bahçenin tüm sakin­lerini toplantıya çağırmış ve bir ağa­cın dalına çıkarak onlara hitap etmiş:

Sevgili Dostlarım,

Beni çok sevdiğinizi biliyorum.

Ancak ben sizi uyarmak durumundayım.

Benimle sohbet ederken kendinize bazı kurallar koymalısınız.

Bakın, yav­rularınız aç kaldı.

Çiçekleriniz soldu.

Birbirinize selam bile vermiyorsunuz.

Ben bu bahçeye sizleri birbirinizden uzaklaştırmak için gelmedim.

Sizler birbirinizle güzel sohbetler yapabilesiniz diye geldim.

Aslında ben sizin bir hizmetkârınızın.

Başka diyarlardan size doğru haberler getirmek için gel­dim.

İyiliği yaymanızda size yardımcı olmak için geldim.

Bahçenize dönün ve biraz duşunun diye şimdi gidiyorum.” demiş.

Sonra koca kuş büyük kanatlarını çırparak gök­yüzüne doğru süzülmüş.

Tam gözden kaybolacakmış ki dostlarına en önemli uyarıyı yapmadığı aklına gelmiş.

Hızlıca dönmüş ve düşünceli düşünceli evlerine dönen bahçe sa­kinlerine seslenmiş: 

“Benden sonra başka İnternet kuş­ları da misafir ola­caktır size.

Hepsi be­nim gibi doğruları söyle­mez.

İçimizde çok yalan­cı kuşlar vardır.

Dikkat­li olun!” demiş ve hızla gözden kaybolmuş.

O günden sonra Mim’in Bahçesi sakinleri, bahçelerine misafir olan İnternet kuşlarını hep iyilik yapmak için, doğru bilgi­lere ulaşmak için kullanmışlar.

Kaynak: Diyanet

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir