Haylaz Çocuk ve Leylak
LEYLAK: Ya Rahman Ya Allah, Ya Rahim Ya Allah, Ya Melik Ya Allah, Ya Kuddus Ya Allah… Aaah!
Yine geldi şu haylaz çocuk.
Aaaahl Yeter yahu! Canımı yakıyorsun… Duymuyor ki beni!..
ÇINAR: Hayırdır leylak kardeş, niye söylenip duruyorsun?
LEYLAK: Sorma çınar kardeş! Karşı komşunun yaramaz oğlu beni canımdan bezdirdi.
Şu hâlime bak!
Rengim soldu, kokum kayboldu.
Ne zaman yanımdan geçse gövdeme bir iki tekme savuruyor.
Dallarımı kırıyor, yapraklarımı yoluyor.
Güzelim çiçeklerimi koparıp sağa sola fırlatıyor.
ÇINAR: Ne yazık ki hepimize kötü davranıyor.
Sanırım bizim de canlı olduğumuzu, canımızın yanacağını düşünemiyor.
LEYLAK: Haklısın çınar kardeş.
Tam teşbihe başlıyorum, huşuyla salınırken birden karşıma çıkıp canımı yakıyor.
Ah bilse bizim de bir yaratılış amacımız olduğunu!..
Rabbimizin emriyle insanlara hizmet ettiğimizi, hiç durmadan Rabbimizi andığımızı…
ERTESİ GÜN
LEYLAK: Ya Rahman, Ya Rahim, Ya Azim, Ya Hakîm…
ÇOCUK:
Selam güzel çiçekler, güzel ağaçlar, güzel böcekler…
Selam güneş, selam dere…
LEYLAK: Çınar kardeş duydun mu, selam verdi bize şu yaramaz.
Üstelik ‘güzel’ dedi.
Vurmuyor, kırmıyor… Oh hamdolsun!
ÇOCUK: Biliyor musunuz bugün Cuma namazına camiye gittim.
Hocamız hutbede bize sizinle ilgili ayetler okudu.
Siz bize hizmet için yaratılmışsınız ve görevinizi hiç aksatmıyormuşsunuz.
Üstelik hiç durmadan Allah’ı teşbih ediyormuşsunuz.
Çok etkilendim, bilmiyordum ki…
Artık size hiç zarar vermeyeceğim.
Hoşça kalın!
ÇINAR: Gördün mu leylak kardeş, bu yavrucak Kur’an’ı kalbine yazmış.
Ne mutlu ona!
Hamdolsun Rabbimize!
LEYLAK: Elhamdülillah, Elhamdülillah…
Kaynak : Diyanet