Güneş Olmak İsteyen Yıldız

Gökyüzünde bir şenlik havası vardı.

Güneş ve ay kardeşlik duygusuyla hareket ediyor, yıldızlar ise karanlık gecelerde çocukların rüyalarını süslüyordu.

Ama hayatından memnun olmayan asık suratlı bir yıldız hemen dikkat çekiyordu.

Milyonlarca yıldız içerisinde yeterince fark edilmediğini düşünen bu yıldız, güneş gibi, ay dede gibi bir tanecik olmak istiyordu.

Güneş olma fikrini iyiden iyiye aklına koyan yıldız vakit kaybetmeden bu düşüncesini ay dedeye açmaya karar verdi.

Yıldız:

Ay dedeciğim, yıllardır bir yıldız olarak görev yapıyorum ve çok sıkıldım.

Kâinatta bütün gezegenlerin güneşe gösterdiği saygıyı bana da göstermelerini istiyorum.

Ben de güneş olmak istiyorum artık.

Ay dede:

Benim güzel yıldızım, Allah tabiatta hiçbir varlığı başıboş yaratmamıştır.

Her varlık kâinattaki düzenin işleyebilmesi için karınca kararınca bir görev üstlenmiştir.

Ama sen güneş olabilecek liyakate, yani güneş görevini yapabilecek niteliklere sahip değilsin.

Sen güneş olduğun zaman yeteri kadar ısı ve ışık alamayan çocuklar büyüyemeyecek ve ağaçlar meyve veremeyecek, kainatta bütün düzen altüst olacaktır.

Allah sana yıldız olma görevi vermiştir.

Sen de bu makamı sana verilmiş bir emanet olarak kabul etmelisin.

Bu görevin hakkını verebilmek için çok çalışmalısın, baha parlak bir yıldız olmak istiyorsan, emanet bilinciyle hareket etmelisin.

Ay dede uzun uzun büyük İslam filozofu Farabi’den bahsetti.

Erdemli bir yıldız olabilmesi için emanet ve liyakat değerleri üzerine çokça düşünmesi gerektiğini anlattı.

Ay dedenin öğütlerini dikkatle dinleyen yıldız yine de güneş olma ısrarından vaz geçmiyordu.

Güneşin doğmasıyla bütün yıldızlar derin bir uykuya çekilirken yıldız arkadaşlarına, ‘Ben de artık bir güneş oldum’ diyerek bir türlü batmaya yanaşmıyordu.

Kalbindeki makam düşkünlüğü gün geçtikçe ışığının daha da azalmasına yol açıyordu.

Bütün ışığını kaybetmişti bencil yıldız, üstelik çok da üşüyordu.

Güneş olmak uğruna oldukça bencil davranmış, kendisini diğer yıldızlardan üstün görmüştü.

Sözleri ve hareketleriyle bütün arkadaşlarının kalbini kırmış ve yalnız kalmıştı.

Çok geçmeden yaptığı hatayı anladı.

Arkadaşlarının gönlünü alabilmek için çaresiz bir oraya bir buraya koşuşturmaya başladı.

Yeryüzündeki çocuklar ise ’Aaa, bakın yıldız kayıyor diyerek birbirlerine onu gösteriyordu.

Bir müddet uzay boşluğunda tek başına gezindi ve nerede hata yaptığını düşünmeye başladı.

Bütün bu yaşadıkları ona, bir makama gelebilmek için önce o makamı hak etmek gerektiğini öğretmişti.

Güneşten, ay dededen ve bütün yıldız arkadaşlarından birer birer özür diledi.

Hayatının geri kalan kısmında bir takımyıldızının içinde, parlak bir yıldız olarak çocukların rüyalarını süslemeye devam etti.

Kaynak: Diyanet

You may also like

Comments

  1. Çok güzeldi

    1. Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

  2. Bu bir fabl. ve biliyorum ki fabl ya da masallarda hayal sınırları çok geniş.
    Fakat, güneş de zaten bir yıldız. Her yıldızın kendi gezegen sistemi var. Fabldaki yıldızın güneşe imrenmesi hiçbir açıdan mantıklı değil. Bilimsel gerçeklerden ve bilgilerden yoksun bir hayal gücü.
    Yıldızın ve güneşin evrendeki değeri aynı. Gördüğümüz her yıldız bir sistemin güneşi yani.
    Tamam, hayal gücüne bayılıyorum ama içerik de elde tutar bir gerçeğe yönlendirmeli, değil mi?

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir