Endonezya Halkı İslam’a Nasıl girdi?

Gönlü İslam’ın güzellikleri ile yoğrulmuş, kumaş ticareti ile uğraşan Müslüman bir tacir, günün birinde kumaşlarını bir gemiye yükleyerek Endonezya’ya gider ve oraya yerleşerek ticaretini devam eder.

Onun dışında da bölgeye yerleşmiş bazı Müslüman tacirler vardı.

Getirdiği kaliteli kumaşlar tam da halkın aradığı istediği özelliklere sahiptir. Kendisi ise kanaat sahibi bir mümin olduğundan; “Varsın kazancım az olsun lakin temiz ve Helal olsun ” düşüncesindedir.

Kısa zamanda zengin olma hayal ve hırsına kapılmaz.

İşe geç geldi bir gün, tezgahtarın sattığı mallardan çok yüksek bir kar elde ettiğini görür ve bunun üzerine tezgahtar ile aralarında şöyle bir konuşma geçer:

-Hangi kumaştan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Kaça sattın?10 akçeye.
-Nasıl olur? 5 Akçelik kumaşı 10 akçeye nasıl satarsın? Adamcağızın bize Hakkı geçmiş. Görsen tanır mısın onu ?
-Evet tanırım!

O halde hemen git ve o müşteriyi buraya getir. Onunla vakit kaybetmeden helalleşmem lazım.

Tezgahtar gider, müşteriyi bulup getirir.

Dükkan sahibi, müşteriyi karşısında görür görmez, kendisinden helallik ister ve tezgahtar tarafından alınan fazla parayı da müşteriye uzatır.

Müşteri ise daha evvel hiç karşılaşmadığı bu güzel muamele karşısında hayret içinde kalır.

Kendi kendine; “hakkını helal et” cümlesinin manasını kavramaya çalışır.

Bu Hadise, kısa sürede dilden dile dolaşır. Çok geç midende kralın kulağına kadar ulaşır.

Sonunda kral, kumaş Türkçe arını saraya çağırır ve:

Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük!

Sizin bu haliniz, bize bir muamma oldu doktor bunu izah eder misiniz? Diye sorar.

Tüccar ise Kemal’i edep ile: Ben bir Müslümanım. İslam’da mülk, Allah’ındır. Kul sadece bir emanetçidir.

Ayrıca İslam’da haksız kazanç, faiz, istismar, fahiş (kandırmak suretiyle değerinin çok üstünde satış yapmak) toplumun zararına olan bütün satışlar yasaktır.

Bu alışverişte ise müşterinin bana hakkı geçmişti nokta dolayısıyla Kazancıma haram karışmıştı. Ben sadece bir yanlışı düzelttim, diyerek cevap verir.

Bunun üzerine kral:

İslam nedir, Müslüman olmak neyi gerektirir? Gibi soruları peş peşe sıralamaya başlar.

Tüccarda soruları birer birer, güzel bir üslupla cevaplandırılır.

Böyle bir dinin varlığını bu vesile ile ilk defa duyan kral fazla vakit geçirmeden İslam ile şereflenir.

Sonra kısa bir müddet içinde Halk da Müslüman olur.

İşte Dünya Devletleri içinde ‘yaklaşık 250 milyonluk’ yoğun Müslüman nüfusuna sahip olan bugünkü Endonezya’nın islamı kabul etmesinde etkili olan faktör, belki de sadece bu 5 Akçelik kumaş ticaretinde sergilenen İslam ahlakıdır.

Hikayelerle Kavramlar-1

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir