Ela, bu güneşli bahar sabahında çiftliğin içinde saatlerce koşturdu. Önce kümese, sonra ahıra, sonra göl kenarına her yere gidip baktı. Ama hiçbir yerde tavuğu Cici’yi bulamadı. Onu aramaktan o kadar yoruldu ki limon ağaçlarının altında oturdu. Çimenlere uzanıp gökyüzüne baktı.

“Keşke Cici şimdi burada olsaydı. Şu ağacın tepesine beraber çıkardık. Ya da ağaçların arasında birbirimizi kovalardık. Ya da salıncakta sallanırdık.” dedi içinden.

Evet evet, Ela Cici’yle bunların hepsini yapabilirdi. Onu çanta gibi kolunun altında her yere götürürdü.

– Elaaa nerelerdesin? Saatlerdir seni arıyorum. Yine ortalıktan kaybolmuşsun bicirik. Burada tek başına ne yapıyorsun?

– Hiiç! Cici’yi aradım, bulamadım. Bana haber vermeden saklambaç oynuyor olabilir. Her yere baktım ama yok.

– Ben de seni bulamayınca böyle üzülüyorum. Bir daha habersiz ortalıktan kaybolma. Hem bir tavuk için mi bu kadar üzülüyorsun? Bir sürü hayvan var bu çiftlikte git onlarla oyna.

– Sıradan bir tavuk değil o. En iyi arkadaşım benim. İyi ki burada değil, seni duysaydı çok üzülürdü.

– Haklısın, tavuklar üzülebilir. Şey, yani Cici demek istedim. Hatta onu sürekli kovalamandan yorulmuş da olabilir.

– Nasıl yani? Oyun o dede. Yorucu bir şey değil ki. En güzel eğlenceli bi şey.

– Belki de Cici senin kadar eğlenmiyordur. Mesela ben tamirhanede çok eğleniyorum ama sen sıkılıyorsun. Çünkü orası sana göre bir yer değil. Salıncaklar, süs havuzları, ağaç tepeleri de tavuklara göre bi yer değil.

Ela dedesinin ne demek istediğini anladı. Kendi sevdiği şeyleri bir başkası sevmeyebilirdi. Bunu daha önce hiç düşünmemişti.

– Dede en güzel şey sevmek değil mi?

– Evet, sevmek en güzel şey. Ama diğer güzel şey de severken sıkmamak, üzmemek, kırmamak. Elbette tavuğuna sarıl, onu sev ama sonra bırak istediği yere gitsin.

– Söz veriyorum, Cici’yi bulduktan sonra bir daha hiç sıkmayacağım.

Birlikte çiftliğin her yerini aradılar. Cici’yi ve yeni yumurtadan çıkmış civcivlerini samanlıkların ortasında buldular. Ela çok sevindi, civcivleri tek tek alıp sevdi. Onları kucaklayıp kümese götürdü. Su içirdi, yemlerini verdi. Sıkı sıkı sarıldı. Sonra da hepsini rahat bıraktı. Uzaktan seyretti. Çünkü en güzel şey sevmekti. Korkutmadan, üzmeden, yormadan sevmek.

Şeyda Okur

Bizim Bahçe Dergisi – Şubat 2020

You may also like

Comments

  1. Çok güzel faydalı çocuklar için..

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir