— Çevir pedalları, çevirmekten vazgeçme, düşersin sonra!
Rüzgâr, babamın sözlerini getirip kulağıma bırakıyordu. Gel gör ki daha sözleri bitmeden her seferinde kendimi yerde buluyordum.
Ayyy! İşte yine düştüm. Kollarım nasıl da yüzülmüş! Dizlerim de kanıyor.
Öğrenmem şart mı? Öğrenmesem ne olur sanki!
Babamı hiç bu kadar kararlı görmemiştim. Ah bir anlasam neden bu kadar ısrar ettiğini.
Yanıma gelince şansımı bir daha denemeliyim. Belki bu sefer vazgeçirebilirim.
İşte geliyor.
— Babacığım yeter, öğrenemiyorum, olmuyor! Binmeyeceğim artık.
İçimde kabaran bu isteksizlik gözlerimden damla damla süzülüverdi.
Hiç duymamış gibi önce beni sonra bisikleti yerden kaldırdı ve,
— Öğreneceksin, başka çaren yok! Var mı öyle hemen pes etmek? Hiçbir zaman pes etmemelisin. Kendine güven ve yapabileceğine inan. Haydi bin bakalım, dedi.
Bir türlü anlam veremiyorum bu zorlamalarına. Yaralarım sızlıyor. Hiç acımıyor yavrusuna. Neredeyse evlatlık olduğumu düşüneceğim. Ne olur yani öğrenmesem. Benden daha mı önemli sanki. İbrahim abi bile bilmiyor bisiklete binmeyi.
Çok ama çok gücendim babama. Beni anlamıyor. Arkamdan tutarken biraz gidiyorum, bıraktığı an düşüyorum. Bunun farkında ama hâlâ ısrar ediyor.
Çaresiz tekrar bindim bisikletime. Daha bir arpa boyu yol gitmeden patır kütür düştüm yine.
Bu sefer kesin vazgeçer. Bu kaçıncı düşüşüm canım. Haydi gidelim kızım, diyecek. Daha fazla ısrar etmeyeceğinden eminim.
O da ne! Babam yine kararlı adımlarla geliyor.
Yok yok hiç vazgeçmeyecek. Sonsuza kadar burada kalacağız. Allah’ım eve gitmek istiyorum, diye bağırmak geliyor içimden.
Yanıma gelince sevgi dolu bakışlarını kenetledi ıslak gözlerime. Yumuşacık elleriyle gözyaşlarımı usul usul silerek,
— Cennet çiçeğim, ben her zaman seni tutamam, hep arkanda olamam. Seni tuttuğum sürece bunu öğrenemeyeceksin. İnandığında yapamayacağın hiçbir şey yoktur, dedi ve ekledi;
— Ben güveniyorum sana. Her zaman da güveneceğim. Başarabileceğini kesinlikle biliyorum.
Gözlerinde bana karşı hiç bu kadar büyük bir güven görmemiştim. Ne kadar da inanıyor! Bana benden daha çok güveniyor. Güvenini boşa çıkarmamalıyım. Evet yapabilirim. Kendime güvenmeliyim!
Cesaretimi topladım. Tekrar bindim. Pedalları çevirmeye başladım. Çevirdikçe, gözümün önüne babamın güven dolu bakışları geliyordu. Uzaktan,
— Söylediklerimi unutma, diye seslenişini duyuyordum. Acaba babam ne kadar geride kalmıştı?
Pedalları çevirdim, çevirdim, çevirdim…
İnanamıyorum! İşte oldu. Yapabiliyorum. Hâlâ düşmedim.
Kalbim sanki sevinçle dans ediyor rüzgârın müziğinde.
İyi ki de pes etmeme izin vermedi babacığım. Ne kadar da eğlenceli bisiklete binmek!
Başardım, başardım. Kuşlar kadar özgürüm.
Yazan: Refika Mert
Diyanet Çocuk Dergisi