Cemil Sadaka Veriyor

Cemil kardeşi Ahsen’le beraber bahçede oyun oynuyor. Hava çok güzel. Güneş yeryüzünü cömertçe aydınlatmakta. Dışarıda koşuşturan çocuk sesleri her yerden duyulmakta. Neşeyle oynayan çocuk sesleri Cemil dedelerini görünce daha da bir şenlenmekte. Çünkü hepsi biliyor ki Ali dedelerinin eli asla boş değildir. Elinde çocuklar için muhakkak bir hediye olur. Bu kimi zaman bir şeker kimi zaman balon daha ve birçok hediye ile mahalleye girer.

Bahçede dedemi neşeyle koştura koştura karşılıyoruz. Dedemi görünce yüzümüze neşe doluyor. Çünkü bize yine hediye getirdi. Eli boş gelmedi. Neşeyle dedemin kucağına atlıyoruz. Bizi mutlu eden ve bizi çok seven bir dedemizin olması ne kadar da güzel.

Annemin sesi balkondan duyuluyor “Baba neden zahmet ettin böyle? “ “olur, mu kızım bunlar benim canlarım ciğerlerim ne zahmetiymiş hiç.

Annem bunun üzerine devam ediyor “Sadece Cemil ve Ahsen değil seni herkes çok seviyor Babacığım, mahallenin bütün çocukları seni görünce etrafında maşallah”

Hemen söz alıyorum “Dedeciğim neden herkese hediyeler veriyorsun, geçen gün de elindeki poşetleri komşumuz Ahmet Amca’ya verirken gördüm”

Bak benim sevgili torunlarım! “Veren el alan elden üstündür.” Bizler fakir kardeşlerimize yardım etmeliyiz. Ahmet amcan rahatsız biliyorsun, geçimlerini zor sağlıyorlar. Bizlerde elimizden geldiğince zor durumda olan kardeşlerimize yardım etmeliyiz. Onların ihtiyaçlarını gidermeliyiz.

Bu konuda Sevgili Peygamberimiz şöyle söyler: “Allah için vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır. Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir.”

Ama dede çocuklara da her gün bir şeyler veriyorsun. Dedem gülmeye başladı “onlara hediyeler verince sen bana kızıyor musun yoksa?   Canım torunum! onları sevindirmek beni mutlu ediyor, hem de sadakadır bu”

“Sadaka mı? Sadaka nedir dedeciğim? Ben de sadaka vermek istiyorum. Nasıl verebilirim?”

“Tabi ki de verebilirsin, hem bunun birçok yolu vardır Cemil. Peygamber efendimiz (as) bizlerin sadaka vermesi için birçok nasihat söylemiştir. Hem biliyor musun yolda olan eziyet verici bir taşı bile kenara alman senin için sadakadır.”

“Yaşasın dedeciğim ben geçen gün yolda büyük bir çivi gördüm, onu kimse zarar görmesin diye yoldan kaldırmıştım ben sadaka sevabı aldım şimdi?”

“Tabi ki sadaka sevabı aldın Cemil. Geçen gün beraber ağaç dikmiştik, sen de bir ağaç dikmiştin hatırlıyor musun?”

“Evet, hatırlıyorum dedeciğim.”

“Şimdi o ağaç büyür de ondan börtü böcek, kuşlar, insanlar yerse, o bile sadakadır buyurur Peygamber Efendimiz.

Şimdi sevgili torunlarım bugün sadaka konusunu anlamış oldunuz değil mi? Bizlerde elimizden geldiğince bu konuda hassas davranmalıyız, bir mü’min kardeşimize gülümsememiz bile sadakadır.

Namaza gitmeden önce size Peygamber Efendimizin şu güzel nasihatını söyleyeyim ister misiniz?”

“Elbette de dedeciğim”

Şöyle buyurmaktadır, Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (as):

“insanın, her bir organı için, her gün verilmesi gereken bir sadakası vardır.
iki kişi arasında adâletli davranman bir sadakadır.
Binitine binerken birine yardım etmen, onu üzerine bindirmen veya yükünü onun üzerine yüklerken yardım etmen, bir sadakadır.
Güzel bir söz de bir sadakadır.
Namaza gitmek üzere attığın her adım bir sadakadır.
Yoldan insanları rahatsız edici bir şeyi kaldırman da bir sadakadır.”

Dedeciğim ben de bundan sonra insanlara sadaka vereceğim,ayrıca yolda gördüğüm zararlı şeyleri kaldıracak,insanlara yardımcı olacağım.Hep güler yüzlü olacak güzel sözler söyleyeceğim.

Aferin benim torunlarıma, aferin.

E haydi o zaman ezan okunacak birazdan, camiye gidelim beraberce.

“Gidelim dedeciğim!”

 

Yazan: Bayram MİROĞLU

 

1-Cemil Abdest Almayı Öğreniyor

2-Cemil Namaz Kılmasını Öğreniyor

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir