Cemil Pikniğe Gidiyor

Nihayet beklediği gün gelmişti Cemil’in. Ali dedesi Kur’an-ı Kerime geçtiği için Cemil’e hafta sonu pikniğe götüreceğine söz vermişti. Nasıl da mutluydu Cemil. Pikniğe gidecek ormanlık alanda kardeşiyle top oynayacak,

ip atlayacak, salıncakta sallanacak ve en sevdiği hikâyeyi okuyacaktı.

Yatağından kalkar kalkmaz Cemil piknik eşyalarını hazırlamaya başladı.

Futbol topunu, kardeşi Ahsen ve kendisi için ipi, -aynı zamanda salıncakta kuracaklardı bu iple- Ve hikâye kitabını piknik sepetine yerleştirmeye başladı.

“Anneciğim şapkamı bulamıyorum”…

“Dur yavrucuğum bu kadar heyecan yapma!” diye gülerek babası yaklaştı yanına.

” Oğlum bakıyorum pikniğe gideceğin için çok heyecanlısın, ama sakin ol birazdan deden de gelir zaten”

“Babacığım elimde değil, uzun bir ders haftasının sonunda pikniğe gideceğim için biraz sabırsızlık gösterdim,

kusura bakma biraz daha dikkatli ve yavaş hareket edeceğim inşallah”

“Aferin benim akıllı oğluma, aferin!”

“Haydin bakalım baba oğul ne yapıyorsunuz burada, deden çoktan geldi aşağıda sizi bekliyor, ben de piknik sepetini hazırladım zaten.”

Annemin sesiyle hemen bahçeye indim. Dedemi karşımda görünce hemen kucağına atlayarak

“Hoş Geldin dedeciğim” diyerek sarıldım. Hemen benim arkandan Ahsen de “Hoş geldin dedeciğim “diyerek yanımıza geldi.

Dedem ikimizi de kucaklayarak: “Hoş bulduk benim güzel yavrularım, hoş bulduk hazır mısınız bakalım gezmeye? ”

İkimiz de aynı ses tonuyla sanki daha önce ne söyleyeceğimize çalışmış gibi “Hazırızzzz dedeciğim! ” diye hoplamaya başladık.

Artık yola çıkma zamanıydı. Kıvrım kıvrım yollardan ağaçlık, ormanlık bir yere doğru gelmiştik, babam :

“Geldik işte” diyerek bizim tepkimizi ölçmüştü.

Kardeşim Ahsen ve ben ise “Yaşasınnn” diyerek tepkimizi göstermiştik babama.

Geldiğimiz piknik alanı o kadar güzeldi ki her yer yemyeşildi, ormanların içinde olan bu piknik alanın da daha önceden mangal yapabileceğimiz bölümler belediye tarafından hazırlanmış su içebilmemiz ve yiyeceklerimizi yıkayabileceğimiz çeşme ise hemen yanı başına konmuştu. Çöpleri atabileceğimiz çöp kovası vardı ama ne yazık ki daha önce pikniğe gelenler burayı kirli bırakmıştı. Bu ise beni çok üzmüştü.

Babam anneme yardım ediyordu, hep beraber arabadan eşyalarımızı piknik yerimize taşımıştık.

Yakamanastır denilen bu bölge o kadar çok güzeldi ki kocaman kocaman ağaçlar, yem yeşil çimler, top oynayabileceğimiz sahalar, voleybol oynayabileceğimiz alanlar mevcuttu. Ama beni en çok etkileyen karşımız da duran masmavi göldü. O kadar çok güzeldi ki hayran olmamak mümkün değildi.

Bu manzarayı uzun uzun seyretmiş olmalıyım ki bunu dedem fark etmiş ve benim yanıma gelerek

“Hayırdır Cemil, çok uzaklara dalmışsın böyle ne düşünüyorsun?”

“Dedeciğim bu güzel manzara o kadar güzel ki, baktım kaldım işte”

Ali dedem konuşmasına devam etti:

“ Güzel yavrum, Rabbimiz bizlere o kadar çok nimet vermiştir ki bunun farkında olmalıyız. Örneğin şu anda seyrettiğimiz bu eşsiz manzara ve bulunduğumuz bu güzel ortam Rabbimizin bize birer hediyesidir.

Rabbimiz Kur’an-ı Kerim de “düşünmez misiniz akletmez misiniz, tefekkür etmez misiniz” diye hep bizi uyarmaktadır. Bizlerde bu nimetlere karşı Rabbimize şükretmeli ve her daim şükür borcu olarak Hamd etmeliyiz.”

“Ama dedeciğim bizden önce pikniğe gelen insanlar çöplerini yerlere atmış buraları kirletmişler, bu insanlar Rabbimizin verdiği bu nimetlerin farkın da değiller mi, neden her tarafa çöp atıp bu güzel yeri kirletiyorlar?”

“Haklısın benim güzel yavrum, sen bile bunun farkına varmışsın. Ne yazık ki bazı insanlar nasıl bir davranış sergileyeceklerini bilemiyorlar, topluma karşı vazifelerinin farkında değiller, bulundukları ortamı kirletip, çöp kovasına atmak yerine yere atmayı tercih ediyorlar, bu da ne yazık ki hem ortamı kirletiyor hem de çok hoş olmayan bir görüntüye sebep oluyor” Atalarımız ne demiş “Aslan bile yattığı yerden belli olur” diyerek bize nasihatte bulunmuş.

“Güzel yavrum sen asla bu şekilde bir davranış sergileme olur mu, nerede olursan ol, çöpleri yere atma,

başkalarının hakkını ihlal etme, ormanlık alanda bilinçsiz bir şekil de ateş yakma hele hele büyüklerin olmadan asla! Rabbim muhafaza birçok orman yangını bu şekil de bilinçsiz davranışlardan kaynaklanıyor.

Orman yangınları yüzünden onca ağaç yanıp kül olurken bununla beraber onca hayvan da yok oluyor”

Dede’min bu güzel nasihatlarının ardından kardeşim Ahsen le beraber oyun oynamaya başlamıştım.

Bir yandan oyun oynuyor bir yandan da dedemin söylediklerini düşünüyordum.

Bu şekilde beni her daim uyaran ve bizi güzel bir şekilde yetişmemize vesile olan bir ailemin olması ne kadar da güzeldi.

“Elhamdülillah….”

 

Yazan: Bayram MİROĞLU

You may also like

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir