Camiler Çocuk Açacak
Okulum bitmişti artık. Başarılı bir eğitim öğretim döneminden sonra öğretmenimiz son gün karneleri dağıtmış ve hepimizi tebrik etmişti.
Bütün arkadaşlarım çok sevinçli olmasına rağmen, arkadaşlarımdan ve çok sevdiğim okulumdan ayrı kalacağım için üzgündüm.
Eve karnemi alıp geldiğimde annem beni görür görmez boynuma sarılıp tebrik etti. Fakat üzüntüm yüzümden belli olmuş ki annem “Oğlum hayırdır, karnen kötümü yoksa?” dedi. Karnemdeki bütün notlarımın yüksek olduğunu görünce bana “Oğlum neden hüzünlüsün böyle? Maşallah karnen de çok güzel.” diyerek şaşkınlığını belirtmişti.
Anneme okulumdan ve arkadaşlarımdan ayrıldığım için üzgün olduğumu anlattım. Annem ise gülerek “Oğlum, okulun bitti ama pazartesi gününden itibaren Yaz Kur’an Kursları açılıyor, artık camiye gidecek ve Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’i öğreneceksin. Orada Hocan sana dinini, ibadetleri, ahlakı, peygamberimizin hayatını öğretecek. Orada da birçok arkadaş edineceksin.” dedi.
Birden beni bir heyecan sardı. Pazartesi gününü iple çektim. İlk defa Yaz Kur’an Kursu’na gidecektim. Büyük bir heyecanla erkenden uyandım. Abim de benimle beraber camiye gidecekti. Gerçi o geçmiş senelerde kursa gitmişti. Benim Kur’an-ı Kerim’i öğrenmem konusunda bana yardımcı olacaktı.
Abimle beraber caminin yolunu tuttuk. Camiye yaklaştıkça çocuk sesleri artmaya başladı. Caminin bahçesi cıvıl cıvıldı. Çocukların kimisi oyun oynuyor, kimisi birbirleriyle yeni tanışıyordu.
Caminin bahçesine girer girmez aynı sınıfta beraber okuduğum arkadaşlarımı orada görünce çok mutlu oldum. Bize Kur’an öğretecek hocamız da bazı arkadaşlarımızla sohbet ediyor onları tanımaya çalışıyordu. Daha sonra hep beraber camiye girdik.
Camiye daha önce babam ve abimle beraber gittiğimizi hatırlıyorum. Abimin babama namazla ilgili sorular sorduğunda babamın “Yavrum, camiler kıblemiz Kâbe gibi Allah’ın evleridir. Bizler burada ibadet ederiz. Aynı zamanda namaz kıldığımız, vaazlar dinlediğimiz, dualar edip Rabbimize yönelip el açtığımız, sohbetler edip mü’min kardeşlerimizle bir araya geldiğimiz yerlerdir. Burada birlik ruhunu öğreniriz. Cuma günü hutbe dinler, toplum olarak yapılması gereken hususlar ve bilmemiz gereken konular hakkında hocamızdan bilgi alırız. Bu vesile ile bir olmanın şuuruna varırız.” dediğini hatırlıyorum.
İlk dersimizde hocamız hepimizle teker teker ilgilendi. İşleyeceğimiz dersler hakkında bizlere bilgiler verdi. İsimlerimizi sordu. Bizler de kendimizi tanıttık. Yeni başlayan arkadaşlarıma ve bana Diyanet İşleri Başkanlığımızın bizler için hazırlamış olduğu cüzleri hediye etti. Bütün Arkadaşlarıma “Dinimi Öğreniyorum” ve “Etkinlik” kitapları dağıttı. Dinimizi kolayca öğrenebileceğimiz bu rengârenk kitaplar çok ilgimizi çekmişti. Artık hepimizin yaz tatilinde hikâyeler okuyup, bulmacalar çözebileceği kitapları olmuştu.
Hocamızla beraber kılmış olduğumuz öğle namazının ardından bütün arkadaşlarım ve ben Rabbimizin kelamı olan Kur’an- ı Kerim’i öğrenme yolunda ilk adımı atmış olduk. Bizlere bu imkânları sağlayan büyüklerimize dua ederek evlerimizin yolunu tuttuk.
Yazan :Bayram MİROĞLU