
Bütün Canlılar Allah’ın Emaneti

Bütün Canlılar Allah’ın Emaneti
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir gün, yanında sahabilerden Abdullah bin Ca’fer (r.a.) ile Ensar’dan bir adamın bahçesine girdi.
Daha bahçeye girer girmez bir de ne görsün, bir erkek deve karşısında duruyor.
Hayvancağız Peygamber Efendimizi görünce, gözlerinden sonunda yaşlar boşanıverdi.
Genellikle sakin ve hassas bir yapıya sahip olan develer, üzüntüsünü de sevincini de derhal belli eden hayvanlardır.
İnleyip gözyaşı döktüğüne göre, bu devenin büyük bir derdi olmalıydı.
Hemen yaklaştı yanına Rahmet Peygamberi.
Zavallı devenin, açlıktan karnı sırtına yapışmıştı.
Oldukça da yorgun ve bitkin görünüyordu.
Acınacak durumdaydı.
Sırtında ağır yüklerle, birkaç hafta yiyip içmeden kilometrelerce yolu aşabilecek kadar güçlü bir hayvan olmasına rağmen, bir deve nasıl olmuştu da bu hâle gelebilmişti?!
Belli ki sahibi ona iyi bakmamış, çok hırpalamıştı.
Devenin durumuna çok üzülen Peygamber Efendimiz (s.a.s.), hayvanın başının kulak arkasına gelen kısmını okşayarak onu teselli etmeye çalıştı.
Sakinleşti zavallıcık, Peygamberimiz den gördüğü bu şefkat ve merhamet sayesinde. Ardından,
– Bu devenin sahibi kim, kimindir bu deve? diye seslendi
Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bahçedekilere.
Ensar’dan bir genç koşup geldi hemen ve
— Benimdir ey Allah’ın Resulü dedi.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (s.a.s.), hiçbir canlının incitilmesinden hoşlanmazdı.
Hangisi olursa olsun bütün canlılara Allah’ın birer emaneti olarak bakılmasını isterdi.
İşte bu nedenle devenin sahibi olan genç adamı şöyle uyardı:
— Allah’ın senin emrine ve hizmetine verdiği bu hayvan hakkında Allah’tan korkmuyor musun?!
Hayvan, senin onu aç bıraktığını ve fazla çalıştırıp çok yorduğunu bana şikâyet ediyor!
Adam yaptığından utandı. Mesaj anlaşılmıştı.
Olan bitene şahit olan Abdullah bin Ca’fer (r.a.), başkaları da aynı hataya düşmesinler diye, Efendimizin canlılar konusundaki bu hassasiyetini diğer insanlara da anlattı.
Kaynak: Diyanet