Bu Ayette Ne Var?
Cuma namazından koşarak çıktı çocuklar.
Küçükler önde, büyükler arkada…
Mehmetlerin köyünde her cuma ve bayram namazlarında hatta vakit namazlarında da “çocuk safı” olur.
Çocuklar çok severler camiyi.
Sadece namaz kılmazlar; amcalarla, dedelerle sohbet ederler, imama sorular sorarlar.
Bazen şaşırırlar yeni öğrendiklerine.
Ama hep gitmek isterler camiye, özellikle cumaları.
Çünkü cumaya gitmek; büyümek, köyün önemli kişisi olmak, söz söyleyebilmek demektir.
Mehmet de arkadaşlarıyla cumadan çıktı.
Kuran’ı ezberlemeye başladı başlayalı çocuklar ve hatta büyükler de Mehmet’e saygı duyuyorlardı.
Bazen soru bile sordukları oluyordu.
Yine öyle oldu.
Çocuklardan biri, kardeşi Hasan’ın arkadaşlarından Ali, Mehmet’e yaklaştı ve sordu:
“Mehmet, imam amca neden cuma namazında hep aynı ayeti okuyor?
Nahl Suresi’nin 90. ayetiydi Ali’nin sorduğu.
Mehmet tam olarak bilmiyordu ayetin anlamını.
“Dedeme sorarım akşam, sana da söylerim Ali.” dedi.
Kalabalıktan ayrılıp eve yöneldiğinde acaba ayetin anlamında ne var, diye düşünüyor, ayeti aklından hızlıca okuyor, okuyordu.
“Nahl, Nahl, Nahl… Bunun anlamı neydi?”
Birdenbire keskin bir ses duydu kulağının tam dibinde.
Yürümekte olduğu için bu ani sesten neredeyse yere düşecekti.
“Ne çağırıp duruyorsun beni?”
Mehmet, kafasını çevirince arıyı gördü.
“Tabi ya! Arı demek Nahl, hem de bal arısı.”
Nasıl da unutmuştu bir sabah ezanında tanıştığı bal arısını.
“O ayet, benim adımın geçtiği surededir.” dedi arı.
Mehmet şaşkınlığını üzerinden atıp sordu hemen:
“Şeyy, anlamını biliyor musunuz?
Cuma’da hep okunuyor da…
Çocuklar ve ben merak ettik 90. ayetin manasını.”
“Elbette biliyorum.” diye cevap verdi arı ve okudu:
“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; utanmaz olmayı, kötülük ve azgınlığı da yasaklar.
(Allah,) size düşünüp tutasınız diye öğüt veriyor.”
Mehmet, arının hızla kaybolduğunu fark etmedi bile.
Aklı ayete takılmıştı.
İyilik yapmanın, kötülükten uzak durmanın önemini biliyordu.
Ayetin hep tekrar edilmesi bundandı besbelli.
Ama “yakınlara yardım etmek”… Bunu herkes ister.
Hem niye ısrarla söyleniyordu ki?..
Akşam dedesine sordu: “Yakınlara yardım etmek neden bu kadar önemli, dede?”
“Beni, nineni, halanı, dayını, amcanı…
Bütün akrabalarını bir düşün, Mehmet!”
Dedesi başka bir şey söylemedi.
Mehmet, camın önünde bütün akrabalarını tek tek aklından geçirirken ayeti anlamaya başlıyordu.
Kaynak: Diyanet