Bilgi Anahtardır
Bir varmış, bir yokmuş…
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, güller gülistan içinde, bülbül dem çekerken an içinde,
Dedem uyuyormuş beşikte, ninem beliriverince eşikte, aşım kaldı kaşıkta…
Dedem birden uyandı, karalara boyandı.
Ninemi yanına çağırdı.
Masal isterim, diye bağırdı.
Ninem çaresiz kaldı, hülyalara daldı, o hülyalardan bir masal çekip aldı.
Anlatmaya başladı .
O gün güneş gökyüzünde salınarak yoluna devam ederken Ak sakallı Dede Mim’in Çiçek Bahçesinde çiçeklerle ile berabermiş.
Hâl hatır sorduktan sonra ihtiyar adam mutlulukla gülümsemiş:
-Sevgili dostlarım, demiş. Bugün en küçük torunum okula başladı.
Fesleğen merakla sormuş:
Okulda ne yapacak?
-Okumayı, yazmayı öğrenecek, diye cevap vermiş yaşlı adam.
Okuma, yazma bir anahtar.
O anahtarla kendini, dünyayı, evrenleri öğrenecek, ilmin kapılarını açacak.
Sır gibi görünen, gizli zannettiğimiz şeyler ortaya çıkacak.
Çiçekler bu sözlere pek şaşırmış.
-Şaşırmayın güzel çiçeklerim, demiş Dede.
Kitapların her biri bir araştırmanın, düşünmenin, Fikret menin, sonucunda ortaya çıkmıştır.
Düğün çiçeği fısıldamış:
-Bizler için araştırma yapılıp kitaplar yazıldı mı?
Elbette, diye konuşmuş Dede.
Sizleri anlatan milyonlarca kitap yazıldı.
Yoksa sizi bilmeyen, görmeyen nasıl öğrenirdi ki?..
İşte bu kitapları okumanın, yeni araştırmalar yapıp onları yazmanın ilk adımı küçücük yaşta okula gidip okuma yazma öğrenmekten geçer.
Kasnı, kuşkonmaz, kuşburnu, biberiye, Cezayir menekşesi hep bir ağızdan konuşmuşlar:
-Biz de okula gidebilir miyiz?
-Sizler zaten okullusunuz, demiş Dede.
Siz de kendi dünyanızda bilgi sahibi oluyorsunuz.
Ne zaman çiçek açacağınızı, ne zaman yaprak, filiz, meyve vereceğinizi, ne zaman güneşe döneceğinizi size Yüce Rabbim öğretti.
Çiçekler okumanın çok önemli olduğunu anlamışlar.
Yaşlı adam sözlerine devam etmiş:
-Sevgili Peygamberimize (s.a.s.) inen ilk vahiy de “Oku” idi.
İçimize sindirerek, düşünerek okumak, ilmin kapılarını açmak.
Atomdan evrenlere kadar bütün sırları bu yolla keşfetmek.
Böylece Yüce Rabbe gönülden inanmak.
Sohbet uzamış, güneş yine ufukta kaybolmaya yüz tutmuş.
Ak sakallı dede izin isteyip yola koyulurken çiçekler okumanın erdemini düşünüyorlarmış.
Okuma, yazma bir anahtar.
O anahtarla kendini, dünyayı, evrenleri öğrenecek, ilmin kapılarım açacak.
Kaynak: Diyanet