Başkurt

Çok eski yıllarda Orta Asya’nın karlı dağlarında yaşayan bir babanın birbirinden bahadır dört oğlu varmış.

Ataları onlar­la övünür, anaları onlarla sevinirmiş.

Oğul oğul der de başka bir şey demezlermiş.

Gelgelelim oğlanlar büyüyüp de akılları erende birbirlerine düşmüşler.

Evde dirlik düzen kalmamış.

Ne ata dinlemişler, ne ana…

Birbirleriyle kavga etmişler.

Derken oğlanlardan biri, daha fazla dayanamayıp atına at­lamış, gün batısına sürmüş.

Az gitmiş, uz gitmiş. Dere tepe düz gitmiş…

Altı ay bir güz gitmiş.

Öyle bir yere gelmiş ki dağlar ge­çit vermez, yol iz görünmez olmuş.

Atını ne yana sürse bir çık­maza dalıyor muş.

Ne geldiği yolları bulabilmiş, ne gideceği yo­lu kestirebilmiş.

Kurda kuşa yem olmanın zamanı deyip kahır­lanmış.

Yaşamaktan ümidini kestiği bir anda önüne bir kurt çıkmış.

“Acep atımı mı yiyecek, beni mi?” diye içinden geçirirken kurt öne düşmüş.

Hâl diliyle “Arkamdan gel.” demiş.

Kurt önde, oğlan arkada yürümüşler.

Az gitmişler, uz git­mişler.

Tepelerde yel olup esmişler, derelerde sel olup çağlamış­lar.

Gide gide ulu dağların eteklerinde yemyeşil bir vadiye gel­mişler.

Vadi ki sanırsın cennet-i firdevs.

Pınarlarından ak kö­püklü sular fışkırıyor.

Dersin cennette huriler ağlıyor.

Dereleri şırıl şırıl akıyor.

Çayırlar al yeşil çiçeklerle bezenmiş.

Dağlar mor donlarını giymiş.

Ormanlarında geyikler, üveyikler, al kınalı keklikler…

Aman hey!..

Yeryüzü cenneti dedikleri burası ol­malı, demiş oğlan.

Binmiş atına dehlemiş.

Geceyi gündüze katıp obasına varmış.

Karısını, kızını kızanını almış.

Birkaç parça eşyasını katırlara yüklemiş, kurdun bulduğu ülkenin yolunun tutmuş.

Günün birinde Ural Dağları’nın eteklerindeki bu cennet ülkeye varmışlar.

Çadırlarını kurup davarlarını otlağa salmışlar.

Kurdukları bu obaya, kendilerine kılavuzluk eden kurdun adını ver­miş, Başkurt obası demişler.

Kurdun baş olup getirdiği bu oba, bereketli topraklarda gelişip serpilmiş.

Asırlar boyu Başkurt boyu olarak yaşamış.

Diğer üç kardeşe gelince, onlar da obalarından ayrılıp başka yönlere gitmişler.

Biri Nogay, biri Kazak, biri de Kırgız boylarını kurup kendi obalarına baş olmuşlar.

Üveyik Nedir?: Güvercinlerden, korularda yaşayan, eti için avlanan, boz renkli bir kuş.

Oba Nedir? : Göçebelerin konak yeri.

Kızan Nedir?: Erkek çocuk.

You may also like

Haydutların Mağarası

Haydutların Mağarası

Haydutların Mağarası, Uzun kış akşamlan yel bacada ıslık çaldığında, ku-durmuş deniz gibi gürültü çıkardığında Tatarlar ...
Aksak Timur

Aksak Timur

Aksak Timur, Bir köyde Abdullah isminde bir adam varmış. * Bunun hatunu hamile imiş. O sırada ...

Leave a reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir