
Basketçi Kafadarlar

Teneffüs zili çalmış, İbrahim’le Yusuf her zamanki gibi okulun yan bahçesine basketbol oynamaya koşmuşlardı. Basket oynamayı o kadar çok seviyorlardı ki rüyalarında bile basket attıklarını görüyorlardı. Şimdiden ikisine de meşhur basketçilerin isimleri lakap olarak takılmıştı bile. İkisinin de hoşuna gidiyordu kendilerine böyle hitap edilmesi…
Teneffüs boyunca bol bol serbest atış yaptılar. İkisi de basketbol konusunda baya maharetliydi. Ders zili çalınca İbrahim topu alıp sınıfa koşmaya başladı. Yusuf:
“İbrahim nereye gidiyorsun? Ellerini yıkasana.” dedi.
İbrahim ellerine baktı, “Benim elim temiz. Sen yıka. Ben sınıfa gidiyorum.” dedi.
İbrahim zaman zaman böyle üşengeçlik yapıyor, oyundan sonra ellerini yıkamıyordu. Yusuf ellerini güzelce sabunladı. Sabunlarken de İbrahim’e oyundan sonra ellerini yıkamanın önemini nasıl anlatacağının planlarını yapıyordu.
Ders bitip teneffüs zili çalınca İbrahim yine topu alıp Yusuf’u basket oynamaya çağırdı. Yusuf:
“Bu kez basketbol oynamayacağız.” dedi.
“Nasıl yani? Ne yapacağız peki?”
“Topu bırak, gel benimle” dedi Yusuf ve beraber yine basketbol sahasına gittiler.
“Ne yapıyoruz?” dedi İbrahim.
“Sadece basket oynadığımız sahayı seyret” diye cevap verdi Yusuf ve seyre koyuldular.
Az önce tuvalete giren arkadaşlarının aynı ayakkabılarla sahada gezdiklerine, kuşların sahaya pislediklerine, kedi köpeklerin çöplükten çıkıp sahada gezindiklerine, bazı öğrencilerin gezerken sahaya tükürdüklerine, rüzgarın toz ve kiri oradan oraya taşıdığına şahit oldular. Yusuf:
“Sahayı gördün. Şimdi bu sahada oynadığımız top temiz miydi sence? Derse girerken yıkamadığın ellerin temiz miydi bir düşün.” dedi.
İbrahim ellerine baktı. Temiz görünse de sahada gördüklerinden sonra kirli olduğu apaçık ortadaydı.
“Midem bulandı. Ben gidip ellerimi yıkacağım. Ama yere tüküren çocukları gördükçe sinir oldum. İnsan lama gibi yere tükürür mü ya? Resmen mikrop saçıyorlar her yere.” dedi.
“Sen merak etme.” dedi Yusuf gülümseyerek “ Onun için de bir planım var.”
“Nasıl bir plan? Çabuk söyle merak ettim.”
Devamı olan Lama Severler Kulübü hikayesi için tıklayınız.
Yazan: Bekir Salih KORKMAZ