
Alp Dağı

Eski zamanlarda bir ihtiyar adam ile bir nine varmış. Bunların bir de oğulları varmış.
Oğulları kıra gitmiş, bunlar karı koca konuşuyorlarmış:
– Yel idim, fırtına idim, yedi günde bir iç don dikip bitirdim, demiş nine. Böyle konuşurlarken oğulları kırdan dönmüş.
Bir cebine bir adam ile atını sokmuş, bir cebine arabalarını, sabanlarını doldurup gelmiş.
– Baba, bakini Bir kurt buldum, yeri yırtıp yürüyordu, diyerek bunlara cebindekileri göstermiş.
– Oğlum, nereden aldın, git yerine koy. Bu kurt değil, böyle ufak kavimler çıkmış. Biz iri nesilleriz, artık soyumuz tükeniyor, demiş.
Oğlan bunları cebine doldurup bulduğu yere bırakmış. Bizim köyün yakınlarında Saikan Köyik vadisi dediğimiz bir yer var. Orada Alp dağı var. Şu vadinin boyuna koymuş bu. O vadi pek derin, pek güzeldir. Hâlâ da mevcuttur. Şimdi kolhozun sürüsü orada yayılıyor. Eskiden koca koca demetler yapar, ot biçer, çilekler toplar idik. Yirminci otuzuncu yıllarda yer çilekleri çok olurdu orada; biz küçükken.
O oğlan dönerken Saikan Küyik vadisinde oturmuş, iki ayağındaki çarıklarını çıkarıp içindeki topraklan temizlemiş. Bu toprak hâlâ mevcut. Biz onlara, Alp dağı diyoruz.
Birisi yuvarlakça, yumru, eşarp gibi, büyüktür. Birisi ise Saikan Küyik vadisine yakın, apaçık görünüp duruyorlar.
[…] Alp Dağı […]
Sevdim çok güzel.😝
okuduğunuz için ve ilginize teşekkür eder keyifli okumalar dileriz.